| Çelik kapılı, penceresiz, betonarmeden inşa edilmiştir. | Open Subtitles | إنه مبنيّ من إسمنت قوي , بأبواب حديدية , لا نوافذ |
| Çelik kapılı, penceresiz betonarme bir yapı. | Open Subtitles | إنه مبنيّ من إسمنت قوي , بأبواب حديدية , لا نوافذ |
| Tel örgülü kapılı bir denizaltıdan daha ıslaksındır şimdi. Tavlama kitabından öğrendim. | Open Subtitles | أراهن أنكِ مبتلّة أكثر من غواصة بأبواب شبكية يعني أنها مثارة جنسياً لقد قرأت هذا بكتاب عن كيفية التحدث مع النساء |
| Kendime not, araba al, tercihen kapısı olanlardan. | Open Subtitles | ملاحظة الى النفس... احصل على سياره,ويفضل أن تكون بأبواب |
| Babam, "İşimiz bu, kapısı kırık kadınlara yardım derneği değiliz" diyor. | Open Subtitles | والدي يقول: "هذا عملنا، وليس عمل خيري لنساء بأبواب محطمة" |
| - Evet ama kapısı açık bir tren. | Open Subtitles | -أجل، لكن قطار بأبواب مفتوحة |