| Bir motelden babasını arayıp gelmesini istemiş. | Open Subtitles | لقد اتصلت بأبيها من نقطة شرطة و أخبرته أن يأتى ليأخذها |
| Bana onun babasını hatırlatıyorsun. Altı ay benimle yaşadı, sonra da çekip gitti. | Open Subtitles | أنت تذكرني بأبيها ، عاش معي لستة شهور و بعد ذلك أختفى |
| Bazıları, bir kızın babasıyla ilişkisinin erkeklerle olan ilişkisi için örnek olduğunu söyler. | Open Subtitles | أو عدم وجودهم يقول البعض أن علاقة الابنة بأبيها هي نموذج لكل علاقاتها التالية بالرجال |
| Eğer ölecek olsaydı babasıyla kontak kurmayacağına inanmıyorum. | Open Subtitles | يصعب عليَّ التصديق إن كانت تحتضر لن تحاول الإتصال بأبيها |
| 6 yaşındayken de babasına âşıktı. | Open Subtitles | وفي السادسة من عمرها كان لديها اعجاب بأبيها |
| Çocuk gibi babasına bakıyorum. | Open Subtitles | علىّ أن أعتنى بأبيها كما لو كان طفلاً بسبب الزهماير |
| Kız babasının yolundan gitmeye kararlıymış. | Open Subtitles | كل ما كان يدور برأسها هو الإحتذاء بأبيها |
| Tam kıza döşerken eğilip cep telefonunu arakladım ve babasını arayıp onu becerişimi dinlettim. | Open Subtitles | حين امارس الجنس مع فتاة وثم انزل وأسرق هاتفها وأتصل بأبيها لكي يسمع اني اضاجعها |
| Sürekli babasını hatırlattığımı söyleyip durdu. | Open Subtitles | إستمرت فى القول لى اننى اذكرها بأبيها |
| -Kızın babasını arayın. Gelip alsın. | Open Subtitles | أتصل بأبيها وأجعله يأتي ليأخذها |
| Çıkınca babasını görmek ona ilaç gibi gelebilir. | Open Subtitles | ربما اكافئها إن مرت بأبيها لتراه |
| babasını aramak istemesini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أفهم الرغبة فى الاتصال بأبيها |
| Ona babasıyla buluşacağını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنها ستلتقي بأبيها |
| babasıyla olan ilişkinizi. | Open Subtitles | حقيقة علاقتك بأبيها |
| babasıyla hala temas halinde olduğu için bu Nicole'u tehlikeli biri yapıyor. | Open Subtitles | كيف تتجاهلنى؟ لأن (نيكول) ما زالت على علاقة بأبيها, فهذا يجعلها مصدراً للخطر. |
| Ursula. Sevgili babasıyla yeniden bir araya gelebilmek için bizi sattı. | Open Subtitles | (أورسولا) باعتنا مقابل لمّ شملها بأبيها العزيز |
| Dylan, gerçek babasıyla bağlantı kurdu... | Open Subtitles | و (ديلان) عاودت الأتصال بأبيها الحقيقي |
| Burada ki babasına ait olan butik mağazası intihar ahdinin bir parçasıymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | هنا في محل الملابس الخاص بأبيها على ما يبدو أنه جزء من تعاهد على الانتحار |
| - Zoe, babasına söyleyemezsin. | Open Subtitles | زوي، أنت لا تَستطيعُين الاتصال بأبيها |
| Kız babasının yolundan gitmeye kararlıymış. | Open Subtitles | كل ما كان يدور برأسها هو الإحتذاء بأبيها |