| Bugün en iyi arkadaşımın dul eşini aradım ve tek çocuğunun öldüğünü haber verdim. | Open Subtitles | كان علي اليوم أن أتّصل بأرملة أعز صديق لي و أخبرها أن ابنها الوحيد قد مات |
| İncil, bir erkeğin ağabeyinin dul eşinin ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini söyler ve ben de böyle yapmaya niyetliyim. | Open Subtitles | وأيضاهناكالانجيل.. في الانجيل ، ذكر ان الرجل يجب ان يعتني بأرملة شقيقه ، وأنا انوي فعل هذا. |
| Bu çok hoş ama dürüst olalım. Bir dul değilim. Pek sayılmaz. | Open Subtitles | ذلك لطيف، لنواجه الأمر إنني لست بأرملة صحيح، ليس تماماً |
| Cenazeye gelip bir dulu yağmaladığınıza göre önemli olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه سبب وجيه لكي تحضر الجنازة وتتلاعب بأرملة |
| Hatta anneme gerçek bir "Köpek Balığı Haftası" dulu diyebilirdiniz. | Open Subtitles | و هو كان ينادي أمي بأرملة القرش |
| - "Sanchez'in dulu" dediğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين أنه اتصل بأرملة شانسيز؟ |
| Bir dul ve üç küçük çocuk adına dilekçe veririm. | Open Subtitles | وهو معزز بأرملة وثلاثة أطفال صغار. |
| Corvette yüzünden dul kalabilirmişim. | Open Subtitles | قالت بأنه سوف ينتهي بي المطاف (بأرملة (كورفيت |
| Suzuki'nin dul eşini aradım. | Open Subtitles | اتصلت بأرملة (سوزوكي) |
| Şimdi gitmezsen, bir dulu ekmiş olacaksın. | Open Subtitles | إن لم تذهب، فأنت تخلف وعدك بأرملة |