| Hayır hayır, bu işte sen de benimle birliktesin. Ve buraya yatak almaya geldim O video oyunu oynadığın yere gelip seni arayacak vaktim de yok. Zaten bütün gün ne yapıyorsunuz ki. | Open Subtitles | لا , ستبقى معي هنا , فليس لدي الوقت لأبحث عنك بينما تنزوي في ركن ما للعب بألعاب الفيديو |
| Senin yaşındaki çocukların bütün gün video oyunu oynaması doğru değil. | Open Subtitles | أبي، ليس صحياً أن يبقى الأطفال في مثل عمرك محبوسين في المنزل، يلهون بألعاب الفيديو طوال اليوم |
| Bence yaz tatilini geçirmenin en iyi yolu televizyonun karşısında video oyunu oynamaktır. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الطريقة المثالية لقضاء العطلة الصيفية الجلوس أمام التلفاز واللعب بألعاب الفيديو جيم |
| Ve tüm zamanımı video oyunlarıyla geçirirdim. | Open Subtitles | وقد قضيت أيامي بالبيت ألعب بألعاب الفيديو |
| Ergenlerin öğlene kadar uyuduğunu ve beyinlerini video oyunlarıyla çürüttüğünü sanırdım. | Open Subtitles | حسبتُ المراهقين ينامون حتّى المغرب ويفسدون عقولهم بألعاب الفيديو. |
| Bir de bilgisayar oyunu oynardım. | Open Subtitles | حسناً , بافضافة إلى اللعب بألعاب الفيديو |
| Müvekkilimin bilgisayar oyunları nerede? | Open Subtitles | . اين هو , حقي بألعاب الفيديو |
| Bisiklet sürdük, video oyunu oynadık. | Open Subtitles | انت تعرف، نقود الدراجات نلعب بألعاب الفيديو |
| video oyunu oynayabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع أن ألعب بألعاب الفيديو.. |
| Sen bir video oyunu manyağısın, Jake. | Open Subtitles | أنت مجنون بألعاب الفيديو يا جاك |
| video oyunu oynuyoruz. | Open Subtitles | إننا نلعب بألعاب الفيديو |
| Neyse Max ve ben video oyunu işine girmek istiyorduk. | Open Subtitles | على أية حال ، أنا و (ماكس) كنا نرغب . بالتوسع بألعاب الفيديو |
| - video oyunu oynama iznimiz yok. | Open Subtitles | لا يُسمح لنا بألعاب الفيديو |
| Hayır, video oyunlarıyla başladık. | Open Subtitles | لقد بدأنا بألعاب الفيديو نعم - وبعدها قمنا - |
| Her zaman bilgisayar oyunu birikimimin işe yarayacağını söylemiştir. | Open Subtitles | لطالما قالت بأن خبرتي بألعاب الفيديو ستكون مفيدة ذات يوم |
| Babam dışarıda çimleri biçiyor, annem yukarıda çamaşırları katlıyor, ablam odasında ödevlerini yapıyordu, bense bodrumda bilgisayar oyunu oynuyordum. | TED | كان والدي بالخارج يجز العشب، وأمي في الأعلى تطوي الملابس، وشقيقتي تؤدي الواجب المنزلي في حجرتها وأنا في القبو ألعب بألعاب الفيديو. |