Yüzbaşı Swanson 5. hatta. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه النقيب سوانسون على الخط خمسة يقول بأن الأمر مهم |
Buraya gelmem bir saatimi aldı, Önemli olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أخذ مني الطريق ساعة للوصول الى هنا وأفترض بأن الأمر مهم |
Önemli olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | كان يوم ولادتك لذا أتوقع بأن الأمر مهم |
Önemli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأن الأمر مهم |
Önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تقول بأن الأمر مهم. |
Özür dilerim, Bay Hastings. Dana Walsh burada. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | اعذرني، سيد (هيستينجز) فالاَنسة (دانا والش) في الخارج، وتقول بأن الأمر مهم |
Önemli olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | قلت بأن الأمر مهم |
Vladimir Laitanan. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | -فلاديمير ليتانين)، يقول بأن الأمر مهم) |
- Önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -يقول بأن الأمر مهم جدا . |
- Önemli olduğunu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد بأن الأمر مهم - ! |