| kartlarını doğru oynarsan belki de sana bir ziyafet hazırlar. | Open Subtitles | أنت تلعب بأوراقك جيدا و هى سوف تأخذك للخارج لأجل وجبة عشاء من طيور النورس |
| Tüm kartlarını ortaya koyarken seni durduramamak benim suçum değil ki. | Open Subtitles | ليست غلطتي أنك لم تستطع أن تتوقف عن الهمهمة بأوراقك |
| Eğer kartlarını doğru oynarsan olabilirsin. | Open Subtitles | إنه شرف لي لكان هذا حقيقياً لو لعبت بأوراقك بشكل صائب |
| Eğer kartlarını iyi oynarsan, çok geçmeden kızı kafeslersin. | Open Subtitles | إذا لعبت بأوراقك بطريقه صحيحة ستقوم هي بالإرتجال لاحقاً |
| Bak kartlarını doğru oyna, eminim bir iki davamız olur. | Open Subtitles | هيي، ألعبي بأوراقك الصحيحة أنا واثق من أننا سننجح في قضية أو أثنان |
| kartlarını doğru oynarsan, harika bir trajedi yaratırsın. | Open Subtitles | تراجيديا حقيقية إن عرفت كيف تتصرفُ بأوراقك |
| Büyük annem her zaman "kartlarını yeleğine yakın olarak oyna" derdi. | Open Subtitles | حسناً جدتى إعتادت أن تقول إلعب بأوراقك قرب الصدريه |
| kartlarını doğru oynadın, tüm gözler üzerinde olacak. | Open Subtitles | العبي بأوراقك جيداً، ستكونين تحت الأضواء. |
| Ama kartlarını doğru oynarsan hayali yazıcı da alırım. | Open Subtitles | لكن اذا لعبتي بأوراقك بشكل جيد, سأحصل لك ايضاً على طابعة خيالية. |
| kartlarını doğru oynarsak Teksas Valisi olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون حاكماً لـ(تكساس) إن احسنت اللعب بأوراقك |