| Bittiğinde hastanenin acil servislerine gönder. | Open Subtitles | عندما تنتهي، قم بإرسالها لغرف الطوارئ في المستشفيات. |
| Bana kartpostal göndereceğine söz vermişti, "nitekim kartpostal gönderdi". | Open Subtitles | وعدني ببطاقة بريدية، ونفذ وعده بإرسالها لي |
| ben de onlara röntgenini gönderdim. | TED | وقمت بإرسالها مرة اخرى اليهم على لوحات أشعة إكس |
| Tüm mesajlarımız, ve bu da bana gönderdiğin bir resim. | Open Subtitles | ها هي جميع رسائلنا، وتلك صورة لكِ قمتِ بإرسالها إلي. |
| Bunu bana e-posta ile yolladı, kitabı İngilizce olarak okuyan ilk insanlardan biri olmama izin vererek. | TED | قام بإرسالها لي إلكترونياً، وسمح لي أن أكون من الأوائل الذين تتسنى لهم قراءة ذلك الكتاب بالانجليزية. |
| Ona sen yolladın. | Open Subtitles | أنتِ قمتي بإرسالها |
| Yani paketi o göndermiş olamaz öteki dünyadan göndermediyse tabii. | Open Subtitles | لذا لمْ يكن بإمكانه إرسال ذلك الطرد ما لمْ يقمْ بإرسالها من الآخرة. |
| O birini öldürsün sen de onu Avrupa'ya gönder öyle mi? | Open Subtitles | قامت بقتل شخصاً ما وتقوم بإرسالها الى اوروبا؟ |
| Başhemşire Ha, bu gece ihtiyacımız olan ilaçların listesini yapıp hastaneye gönder. | Open Subtitles | ممرضة ها، من فضلك اكتبِ قائمة باللوازم الطبية التي نحتاجها قبل انتهى الليل. ثم قومي بإرسالها للمكتب الرئيسي في سيؤول. |
| Tokyo'daki kızgın büyükannem, bunları kargoyla gönderdi. | Open Subtitles | جدّتي الغاضبة قامت بإرسالها من طوكيو عن طريق شاحنة حمل الصناديق |
| Kadın yaralanmıştı, ölüyordu onu kurtarmak için adam onu geleceğe gönderdi. | Open Subtitles | و التحق بالعدو المرأة أصيبت، وكانت على وشك الموت في زمنها و لإنقادها قام الرجل بإرسالها لزمنه |
| Seçeneğim yoktu. Ben de onu bir mağazaya hizmetçi olarak gönderdim. | Open Subtitles | لذلك قُمت بإرسالها إلى أحد التجار للعمل كخادمة |
| Hayır. Kurye ile gönderdim. Formu kendi ellerimle doldurdum. | Open Subtitles | لا , لقد أمضيت الليلة وانا أقوم بإرسالها إليكِ وملأات النموذج بنفسي |
| - Alo, bana gönderdiğin resme tam ekran olarak baktın mı? | Open Subtitles | مرحب، هل شاهدت الحجم الكامل للصورة التي قمت بإرسالها لي ؟ |
| gönderdiğin notlara göz gezdiriyordum. | Open Subtitles | لقد تنقلت عبر المُلاحظات التي قُمت بإرسالها |
| - Gemiyi Kuzey Kutbuna yolladı. - Öyle görünüyor. | Open Subtitles | بإرسالها إلى القطبِ الشماليِ أجل ، على ما يبدو |
| Neden bana yolladın? | Open Subtitles | لماذ قمتَ بإرسالها لمنزلي؟ |
| "Yalancılar Kulübü." Birisi göndermiş. | Open Subtitles | ،"يوميات كاذب" أحدهم قام بإرسالها |
| Sana burasıyla ilgili o kadar çok emojili mesaj göndermek istedim ki! | Open Subtitles | أتدرين كم عدد الوجوه التعبيرية التي رغبت بإرسالها لك عن هذا المكان |
| Evet, bu yüzden kaplumbağanın yolladığı esrarlı aşk mesajlarını okuyamıyor. | Open Subtitles | لهذا السبب لا يمكنها قراءة رسائل الحب المشفّرة... التي يستمر السلحفاة بإرسالها لها. |
| Hiç tanımadığım bu kadınların çoğunun bana gönderdiği hikayeler aslında emzirme ile alakalı bile değil. | TED | معظم قصص هؤلاء النساء، الغريبات تماما واللاتي قمن بإرسالها لي الآن، لا تتمحور في الوقع حول الرضاعة الطبيعية فقط. |
| Bu mektup bana gönderdiğiniz... | Open Subtitles | هذه الرسالة... التي قمتي بإرسالها لي |
| Bütün dünyaya bu mesajı vereceksiniz ve sonra da müzakerelere niye devam etmediğimize şaşıracaksınız. | Open Subtitles | هذه هي الرسالة التي قمتم بإرسالها لبقية العالم |