| Onun korkusuz sesi politik yapılanma için bir tehlike idi, ve Joseph Stalin 1929'da idam ettirdi. | TED | تم رؤية صوته الشجاع والمنطقي على أنه تهديد للمؤسسة السياسية، وقام جوزف ستالين بإعدامه عام 1929. |
| Daha da iyisi. Onu ve yanındaki arkadaşını idam etmeyi planlıyorlar. | Open Subtitles | . بل أفضل , سيقمون بإعدامه مع رفيقه غداً |
| Onu tutuklarlar zannetmiştim ama evinde Kur'an bulunca onu idam ettiler. | Open Subtitles | اعتقدتُهم سيكتفون باعتقاله لكن لمّا وجدوا القرآن بمنزله، قاموا بإعدامه. |
| Onu infaz ettirip köleliğe mahkum edebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أنك قادر علي إعطاء الأمر بإعدامه أو إسترقاقه؟ |
| Onu infaz ettirip köleliğe mahkum edebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أنك قادر علي إعطاء الأمر بإعدامه أو إسترقاقه؟ |
| Senin baban, benim babamı infaz ederken "merhamet" diye yalvarmıştı. | Open Subtitles | أتعلم, كان والدي يستجدي الرحمة حينما قام والدكَ بإعدامه |
| İdamını değil, hüküm giymiş olmasını kutluyoruz. | Open Subtitles | كنا نحتفل بإدانته و ليس بإعدامه |
| Savaş sendromuna tutulacak ve bu yüzden İngiliz ordusu tarafından korkaklık nedeniyle idam edilecek. | Open Subtitles | سيكون مصاباً باضطراب ما بعد الحرب ولذا سيقوم الجيش البريطاني بإعدامه لجُبنه |
| - Yapmak zorundayız. - Uther, şafakta onu idam ettirecek. | Open Subtitles | علينا ذلك , أوثر سيقوم بإعدامه في الصباح. |
| Yüksek mevkiili, onu tehdit edecek kadar güçlü birisi... ve idam edilmesi emrini vermiş. | Open Subtitles | رفيع المستوى ، وبسلطة تهدده وتأمر بإعدامه |
| General dün idam ettirdi. | Open Subtitles | أين هو؟ اللواء أمر بإعدامه يوم أمس. |
| 90'larda Little Rock'da yan komşularını öldürüp yemiş. 2002 yılında Arkansas eyaletinde idam edilmiş. | Open Subtitles | لقد قام بقتل وإلتهام جيرانه ببلدة "ليتل روك" في التسعينات وقامت ولاية "آركانساس" بإعدامه بحقنة مميتة عام 2002 |
| Zorla itiraf alıp, idam edecekler. | Open Subtitles | سنتزعون منه أعتراف و يقومون بإعدامه |
| Zorla itiraf alıp, idam edecekler. | Open Subtitles | سنتزعون منه أعتراف و يقومون بإعدامه |
| Sabah da yeni gelenlerin önünde infaz ederim. | Open Subtitles | أقوم بإعدامه أمام كل الرعاع الجدد في الصباح. |
| Babam gerçeği öğrendi. Bu yüzden onu infaz ettin. | Open Subtitles | أبي علم بالحقيقة ولهذا قمت بإعدامه |
| Haini bulup infaz edecekler. | Open Subtitles | سيجدون الخائن وسيقومون بإعدامه. |
| Bu bir infaz hakkında olmamalıydı. | Open Subtitles | ! لا يفترض أن يذكّر هذا المعرض بإعدامه |
| Onu infaz ederler. | Open Subtitles | سيقومون بإعدامه |