| Hobimdir. Bu sene bize mahsullerinin çoğunu vererek, işlerini şansa bırakıyorlar. | Open Subtitles | سيقوموا بإعطائنا الكثير من محصولهم هذه السنة. |
| Bize iyi bir kira ücreti vererek gerçekten çok yardım ediyorsun, ama özür dilemeye devam etmeye çekinme. | Open Subtitles | أنت حقاً تساعدنا بإعطائنا صفقة جيدة للإيجار . لكن ، إشعر بالراحة بإستمرارك بالإعتذار |
| - DNA örneği verir misiniz? | Open Subtitles | سيغلق الثقب هل تطوعين بإعطائنا عينة للحمض النووي ؟ |
| ...On Emir ve MUsa'nın hikayesiyle olan bağlantısını tüm ipuçlarıyla birlikte anlatarak bize bir ders verir. | Open Subtitles | لها علاقة وثيقة بما يحدث اليوم، حيث نحارب خطر الشيوعية والدكتاتورية، وما شابه وقام بإعطائنا مفاتيح الفيلم |
| Teftiş komitesini 75 milyon dolar daha vermeye ikna etmesi gerek. | Open Subtitles | وإقناع أعضائها بإعطائنا 75 مليون دولار أخرى |
| Bize para vermeye ikna edebilsen bile o para sürtük parasıdır. | Open Subtitles | حتى لو قمت بإقناعها بإعطائنا النقود، ذلك مال حقيرة. |
| Daha ziyade, bize bu şeyi bulmamızı sağlayacak insan gücünü verecek. | Open Subtitles | بل الأمر أشبه بإعطائنا القوى التي نحن بحاجة لها للبحث عن هذا الشيء |
| Bay Gibbs, haritamız yandığına göre belki gideceğimiz yönü bize siz gösterirsiniz. | Open Subtitles | السيّد (جيبز) حافظ الخريطة، ربما تتعطف علينا بإعطائنا الوجهة |
| Sway'i o lanet Güç Çocukları'na vererek paramızı sokağa atıyoruz. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}"إنّنا نُهدر المال بإعطائنا "سواي للفتيان "ذوي القُوى" الملاعين. |
| Lt. Lee Hee-wan bacağı, havaya uçuruldu Ama o halde bize emir vererek devam etti. | Open Subtitles | المُلازم لي هيي وان تم تفجيرُ إحدى ساقيه، لكنه استمرّ بإعطائنا الأوامر وهوَ في تلك الحالة. |
| Norman ruhunun tek gerçek savunucusu Prens John'a sadık desteğimizi vererek. | Open Subtitles | بإعطائنا الدعم و الولاء للأمير (جون) المدافع الحقيقي عن روح (النورمان) |
| Dani, kolyeyi vererek doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الصواب داني بإعطائنا القلاده |
| Uyanıktır o. İçecek bir şeyler verir bize. | Open Subtitles | يجب أن تكون مستيقظة ستقوم بإعطائنا مشروباً |
| -Bize DNA örneği verir misiniz? | Open Subtitles | -هل تتبرع بإعطائنا عينة من حمضك النووي يا سيدي |
| Belki de George kişisel bir kredi verir. | Open Subtitles | لربما (جورج) سيرغبُ بإعطائنا قرضنا خاصاً. |
| Narkotik'e minnettarlığını göstermek için bir hediye vermeye karar verdi. | Open Subtitles | لقد قرر أن يرفع معنوياتنا بإعطائنا هدية كعربون إعتزاز |
| Arkadaşlarımla, bankaları bize para vermeye ikna ederdik. | Open Subtitles | لا نقوم بإقناع حارس البنك بإعطائنا المال |
| - Bize 100 dolar vermeye devam ederse isteği milkshakelerden alabilir. | Open Subtitles | -إذا استمر بإعطائنا بقشيشاً بـ100 دولار فيمكنه الحصول على كل مخفوقات الفانيليا التي يرغب بها! |
| Saklandığın yerden çıkıp bize emir verecek misin? | Open Subtitles | إذاً، هل سوف تقوم بالكشف عن نفسك... و تبدأ بإعطائنا أوامرنا؟ ... |
| Bu anahtarlar da bize listenin geri kalanını verecek. | Open Subtitles | وسيقومان بإعطائنا بقية الأسماء. |
| Yani şimdi gerçekten bir şans daha verecek miyiz? | Open Subtitles | إذا هل سنقوم حقا بإعطائنا هذه الفرصة؟ |
| Bay Gibbs, haritamız yandığına göre belki gideceğimiz yönü bize siz gösterirsiniz. | Open Subtitles | السيّد (جيبز) حافظ الخريطة، ربما تتعطف علينا بإعطائنا الوجهة |