| Neden sadece yapman gerektiği gibi fidyeyi teslim etmedin ki? | Open Subtitles | لِمَ لَم تقوم بإيصال الفدية فقط كما كان يُفترض بكَ أن تفعل؟ |
| Postacı olarak insanlara evrak teslim etmek üzerimde büyük bir baskı yaratıyor. | Open Subtitles | حتى مستوى البريد كساعي بريد, إنه ضغط كبير عليّ أن أقوم بإيصال رسائل للناس |
| Bir kutuyu taşımak için kiralanmıştım. Hiç açılmadan teslim etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | تمّ تكليفي بإيصال صندوقاً على نحو محدد، غير مفتوح |
| Demek mektupları gerçekten de tekneyle teslim ediyorsun, ha? | Open Subtitles | أنت بالفعل تقوم بإيصال الرسائل بالقارب؟ |
| Şimdi, dün nereye kutu teslim ettin? | Open Subtitles | أمس، قمت بإيصال صندوق، إلى أين؟ |
| Pastayı teslim eden hükümlü bir cinsel suçluymuş. | Open Subtitles | أدين بالاعتداء الجنسي بإيصال الكيك |
| Oraya her yıl haziranda bir paket teslim ederim. | Open Subtitles | أقوم بإيصال طرد هناك كل عام في شهر "جون" |
| Eski bir asker arkadaşıma bunu teslim edecektim. | Open Subtitles | سأقوم بإيصال هذه إلى رفيقي في الجيش .. |
| Ama teslim edemedin. | Open Subtitles | وفشلت بإيصال البضاعة |
| Kenzi'nin ruhunu teslim ettiğinde neler oldu? | Open Subtitles | ماذا حدث عندما قمتي بإيصال روح "كينزي"؟ |
| Uyuşturucuyu da teslim edemedim. | Open Subtitles | -و أنا لم أقم بإيصال المخدرات من قبل . |