| Narcisse anlattı, sana şantaj yaptığını da söyledi. | Open Subtitles | نارسيس أخبرني واعترف لي انه يقوم بابتزازك |
| Eğer sana şantaj yapan kişi sistemde değilse, onun DNA'sı, yakalanana kadar işe yaramaz. | Open Subtitles | إذا كان من قام بابتزازك ليس موجوداً على النظام لن يشكل حمضه النووي فارقاً حتى يقبض عليه |
| Biliyorsun, ilk hatan Molly Ryan'ın sana şantaj yapmasına izin vermekti. | Open Subtitles | أنت تعلم أولاً الخطأ كان سماحك لمولي رايان بابتزازك |
| Yani en azından sana şantaj yapmıyor. | Open Subtitles | اعنى، على الاقل هو لا يقوم بابتزازك |
| Louis'in senin üzerinde kozu olduğu sonucuna varmaya hakkım var. | Open Subtitles | (لويس)، قام بابتزازك |
| Sana şantaj da yapacak değilim. | Open Subtitles | لن أقوم بابتزازك. |
| Sana şantaj yapmış. | Open Subtitles | لقد قام بابتزازك |
| Neil, sana şantaj yapıyorum. | Open Subtitles | نيل ، أنا أقوم بابتزازك |
| İşte bu yüzden sana şantaj yaptı. | Open Subtitles | لهذا السبب كان يقوم بابتزازك |
| Louis'in senin üzerinde kozu olduğu sonucuna varmaya hakkım var. | Open Subtitles | (لويس)، قام بابتزازك |