| Ve Patrick ve Ellen'in çocukları için yazdığın o vaftiz duası. | Open Subtitles | و تلك الصلوات في المعمودية التي كتبتها لأبناء كارن و باترك |
| Clark, Patrick'e söyle dükkanı kapattık. | Open Subtitles | كلارك أخبر باترك بأن نافذة طلبات السيارة أقفلت |
| Senin gibi birine sahip olduğu için Patrick çok şanslı. | Open Subtitles | عندما نعتقد انه لا توجد اي منها باترك محظوظ جداً ليكون لديه شخص مثلك في حياته |
| Patrick kalbinin sesini dinledi. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي فعلتها مع باترك باترك تبع قلبه , لا علاقة لي بالأمر |
| Sağol, Dallas'tan Patrick Duffy. Takıl, keyfine bak. | Open Subtitles | شكرا , باترك دوفي اسمع , اختلط و متع نفسك |
| Aziz Patrick Günü. Nehir'i yeşile dönüştürmelerine bayılıyorum. | Open Subtitles | عيد القديس باترك انا بحب الطريقه اللي بيخلو النهر لونه اخضر بيها |
| Hepiniz içkinin serbest olduğu ilk Aziz Patrick Günü'ne hoş geldiniz. | Open Subtitles | اهلا بيكم في سيربنجفيلد الاول ممنوع الخمره فعيد القديس باترك |
| Görünen o ki, yakalandığı Aziz Patrick gününden beri mahkemeye gitmemiş. | Open Subtitles | واضح انه مجاش المحاكمه بتاعت عركه عيد القديس باترك |
| Neil Patrick Harris*, "How I Met Your Mother"'daki rolünü bu film sayesinde aldı. | Open Subtitles | أتعلمون أن الممثل نيل باترك هاريس حصل على الدور في مسلسل كيف قابلت أمكم بسبب هذا الفيلم؟ |
| Patrick'in nefeslik alarmı bozulduğundan onarmak durumunda kaldılar. | Open Subtitles | جرس انذار باترك ينفجر لذا يحتاجون تصليحة |
| Bay Patrick için şömine yakardım... - ... ama o buz gibi sularda boğuldu. | Open Subtitles | كنت أتذكر كيف أنني كنت أوقد النار للسيد باترك ولكنه مات وسط المياه المتجمدة |
| - Patrick'in söylediği... | Open Subtitles | ما يود قوله باترك ماذا الذي يريد قوله باترك؟ |
| - Patrick ne söylüyor? İşin aslı, niye Patrick bir şey söylüyor? | Open Subtitles | في الحقيقة , لماذا باترك سوف يقول أي شيء؟ |
| Kendine gel, Patrick. | Open Subtitles | كن واقعيا يا باترك وعش معنا هنا في الواقع |
| Patrick koruyucu aileye verilmiş ve Oswego'ya taşınmış, 6 hafta önce kaybolana dek orada sakin bir hayat sürmüş. | Open Subtitles | ذهب باترك إلى دار رعايه وعاد إلى اوسويغو، حيث عاش بهدوء حتى 6 أسابيع مضت, عندما اختفى دون أن يترك أثرا |
| Patrick'in anlattığına göre saldırıdan kuma bakarak kurtulmuş. | Open Subtitles | أخبر باترك السلطات أنه خلال الهجوم كان يركز على الرمل |
| Patrick bir şekilde annesiyle birleşecekti. | Open Subtitles | كان باترك سيحصل على لم شمل مع والدته, بطريقة أو بأخرى |
| Patrick Sorenson yakınlarda olmalı, ama nerede? | Open Subtitles | لابد أن باترك يختبئ في مكان قريب، ولكن أين؟ |
| Affedersiniz, siz Neil Patrick Harris misiniz? | Open Subtitles | معذرة.. هل أنت نيل باترك هاريس |
| Affedersiniz, siz Neil Patrick Harris misiniz? | Open Subtitles | معذرة.. هل أنت نيل باترك هاريس |
| Patric Edelstein, Sleuthway CEO'su. Ve masum bir adam. | Open Subtitles | (باترك ادلتسين) مدير شركة "ثلوثواي" ورجل بسيط |