| Biliyorum bazen işleri karmakarışık eder ve büyük Hatalar yapar. | Open Subtitles | أنا أدري أنها أحياناً تفسد الأمور و تقوم بالأخطاء الكبيرة |
| Bu uzun karakter listesi yaptığım aleni kusurlar ve Hatalar. | Open Subtitles | بسبب تلك القائمه بالأخطاء التي ارتكبتها في العامّه |
| Belki David yaptığı hataları yapmasaydı belki hiç birimiz yapmazdık. | Open Subtitles | من يدري؟ ربما ديفيد لم يقوم بالأخطاء التي فعلها ربما لا أحد منا فعل |
| MM hataları itiraf edip bir daha yapmamamız için var. | Open Subtitles | دورات الوفيات و المرضى غايتها الإعتراف بالأخطاء و التأكد بأن شيئاً كهذا لن يحدث بعد الآن |
| Amerika'daki idam cezası hatalarla şekilleniyor. | TED | الحكم بالإعدام في أمريكا معروفٌ بالأخطاء. |
| Sen de o sahnenin, bilimsel hatalarla dolu olduğunu fark ettin mi? | Open Subtitles | هل تدركين أن ذلك المشهد كان مليئا بالأخطاء العلميِة؟ |
| Bay Gorman, Metropolis kusurlulara karşı cömert... | Open Subtitles | مدينة ميتروبولس مليئة بالأخطاء |
| Böyle Hatalar yapabilecek tiplere benzemiyorlar. | Open Subtitles | إنّهم ليسوا من النّوع الذين يسامحوا بالأخطاء. |
| Bunlar, Hatalar yapmaya başlarlar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يبدأون بالقيام بالأخطاء اتعلم |
| Ama biz büyükler, bazen çok büyük Hatalar yaparız. | Open Subtitles | ولكن الناضجون نقوم بالأخطاء , وأحياناً أخطاءٌ كبيرة |
| Ben de yaptığım Hatalar üzerine birçok gece kafa patlattım. | Open Subtitles | أمضيت ليالً عده أفكر ملياً بالأخطاء التي إرتكبتها |
| Gittikçe yavaşlar, yavaşlar ve Hatalar yapar. | TED | سيبدأ بالتباطؤ، ومن ثم يقوم بالأخطاء. |
| Pişman olmaya inanmam. Bazı Hatalar yaptım tabii ki. | Open Subtitles | لا اؤمن بالندم, أنا أقوم بالأخطاء |
| Aynı acımasız hataları yapmaya devam edeceksin ve sana değer veren insanları kendinden uzaklaştırıp onları öldüreceksin. | Open Subtitles | سوف تواصل القيام بالأخطاء الفظيعة ذاتها و ستواصل إبعاد او قتل الناس الذين يكترثون لأمركَ |
| Küçük savaşlarda hataları kotarırsın... ama bu büyükler ligidir. | Open Subtitles | - Reign it in, rookie. يمكنك أن تفلت بالأخطاء في مثل هذه المسابقات الصغيرة لكن هذا فرق كبير |
| Bana, geçmişte yaptığım hataları hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرنى بالأخطاء التى إرتكبتها. |
| Görevin yapılma amacı duyulan pişmanlıklar ve yapılan hatalarla ilgili. | Open Subtitles | للمُهمة علاقةٌ بالأسف وللمهمة علاقةٌ بالأخطاء |
| Delice yalanlar yerine, delice hatalarla dolu bir özgeçmiş istiyorum. | Open Subtitles | و أن أملك سيرة ذاتيه مليئة بالأخطاء المجنونة بدلاً من الكذبات المجنونة |
| Bildirisi hatalarla ve tamamlanmamış çalışmalarla doluydu. | Open Subtitles | أوراقه ممتلئة بالأخطاء و الاعمال الغير منتهية |
| Bay Gorman, Metropolis kusurlulara karşı cömert... | Open Subtitles | جبنة ! مدينة ميتروبولس مليئة بالأخطاء |