| Harriet Jones. Flydale North milletvekili. Derhal BM ile görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | هارييت جونز ، نائبة فلايديل الشمالية اتصل بالأمم المتحدة على الفور |
| 1997-2002 arasında, BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi iken, iklim değişikliği benim için öncelik taşımıyordu. | TED | و عندما اشتغلت مفوضةً سامية لحقوق الإنسان بالأمم المتحدة في الفترة من 1997 إلى 2002، لم يكن تغير المناخ من أولوياتي. |
| Burada BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne sığınma başvurusunda bulunduk. | Open Subtitles | حيث قدمنا طلب اللجوء إلى المفوضية العليا لشئون اللاجئين بالأمم المتحدة |
| Sadece BM Mülteciler Yüksek Komserliği karar verene kadar kalmamıza izin verildi. | Open Subtitles | مسموح لنا فقط بالإقامة حتى تقوم المفوضية العليا لشئون اللاجئين بالأمم المتحدة بحسم قضايانا |
| Birleşmiş Milletler'in yıllıklarında 150... 130 toplumun demografik yapısına baktım. | TED | لقد فحصت مابين 130 إلى 150 مجتمع من خلال سجلات السكان السنوية بالأمم المتحدة |
| Birleşmiş Milletler'in tüm üye devletleri bunların günümüz ile 2030 arasında öncelikler olduğunda karar kıldı. | TED | فقد وافق جميع الدول الأعضاء بالأمم المتحدة أن هذه الأهداف لها الأولوية من الآن وحتى عام 2030. |
| BM Koruma Ekibi hariç, herkesin bütün dikkatini Bauer'in bulunmasına vermesini istiyorum. | Open Subtitles | الآن، أحتاج جميع من ليسوا معيّنين في القوة الأمنية بالأمم المتحدة أن يُكرّسوا كامل انتباههم لإيجاده |
| Yakında çıkartılacak ama şimdilik hala BM'de. | Open Subtitles | سيتم ذلك قريباً، لكن في الوقت الراهن لا زال بالأمم المتحدة |
| 2 saat sonra BM'de basın toplantımız var. | Open Subtitles | سنعقد مؤتمراً صحفياً بالأمم المتحدة خلال ساعتين |
| Bunu durdurmak için BM'deki bütün avukatların el atması gerekir. | Open Subtitles | أنتي محتاجة كل المحامين بالأمم المتحدة لوقف هذا |
| BM diplomatıydı. Bence birbirlerine aşıktılar. | Open Subtitles | كانت دبلوماسية بالأمم المتحدة أعتقد أنهما كانا في علاقة حب |
| BM'deki tasarı ile hareket etmek zorundayız. | Open Subtitles | يجب أن نتقدم في مسار القرار بالأمم المتحدة |
| Overwatch, Stickman konuşuyor. BM hattında bir ilerleyiş bildiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نسجل حركة على الخط الخاص بالأمم المتحدة |
| BM hattından ateş açıldığını bildirdikten sonra ne oldu? | Open Subtitles | قلت طلقات نارية من الحد الخاص بالأمم المتحدة ، ثم ؟ |
| Bir ay sonra, BM İnsan Hakları Konseyi'nin bir kararı, IŞİD ve bağlantılı grupların işlediği iddia edilen ihlal ve suistimallerin araştırılması ve belgelenmesi için Irak'la ilgili bir araştırma heyeti kurulmasına neden oldu. | TED | بعد شهر واحد، قرّر مجلس حقوق الإنسان بالأمم المتحدة إرسال لجنة تقصي الحقائق للعراق للتحقيق وتوثيق الانتهاكات والتجاوزات المزعومة التي ارتكبتها داعش والجماعات المرتبطة بها. |
| Bana BM'in gözlem kasetlerini getir. | Open Subtitles | أحضر لي أشرطة المراقبة بالأمم المتحدة |
| BM'in gözlem kasetleri. | Open Subtitles | من أشرطة المراقبة بالأمم المتحدة |
| - ...istihbarat sızıntısı. - BM için gayrı resmi bir kanala ihtiyacımız var... - Ama daha da rahatsız edici olanı güvendiğimiz biri açsın. | Open Subtitles | نحتاج لقناة إتصال سرّية بالأمم المتحدة. |
| Beni direk Birleşmiş Milletler Gizli toplantı odasına bağlayın. | Open Subtitles | ادخلني على غرفة الأجتماعات السرية بالأمم المتحدة |
| Birleşmiş Milletler pasaportunun sahtesini yapmak imkansız. | Open Subtitles | أنت تعرف أن جوازات السفر الخاصة بالأمم المتحدة من المستحيل تزويرها. |