| Zaten duş yapmasına izin verdiğim için bana borcu var. | Open Subtitles | أعني أنها تدين لي بخدمة بسبب سماحي لها بالاستحمام هنا |
| (Gülüşmeler) Pekâlâ, çoğunuzun bu sabah duş alabileceğini söylemek doğru olur. | TED | حسناً, حسناً. أظن أنه من العدل القول أن معظم الناس هنا على الأرجح قد قاموا بالاستحمام هذا الصباح |
| Adet dönemlerinde duş alma izinleri yoktu, bazı evlerde de diğer aile üyelerinden uzak durmak zorundaydılar. | TED | و لا يسمح لهن بالاستحمام طوال الدورة الشهرية، و في بعض العوائل يتم حتى عزلهن عن أفراد العائلة الآخرين. |
| Yani ailemizde daha önce duş yapan kişiler olmuştu. | Open Subtitles | أعني أن هناك أفراد في عائلتنا التي تقوم بالاستحمام وعمل الدوش قبل هذا |
| nasıl olurda kabinde banyo yapmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تقومي بالاستحمام فى الكوخ الخاص بك؟ |
| - O koca memeli kötü kadınlarla banyoya giriyor. | Open Subtitles | تقوم بالاستحمام عارية مع نساء سيئة |
| Peki hepiniz duş alırken ve kıyafetleriniz yıkanırken harcanan suyun parası ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن كل الماء الذي ستهدرونه بالاستحمام وغسل ملابسكم؟ |
| Ayrıca günlük duş hakkım ve günlük bir saatlik egzersiz hakkım vardı. | Open Subtitles | سُمح لي أيضاً بالاستحمام يومياً وبساعة التمارين الرياضيّة |
| O zaman duş almadan doğru yatağa. | Open Subtitles | اذهبي مباشرة إلى الفراش ولا تقومي بالاستحمام |
| duş alacağım. 5 dakikaya kadar çıkarız. | Open Subtitles | سأقوم بالاستحمام ويمكننا الذهاب خلال 5 دقائق. |
| Sabahları hastanede duş alarak zaman kazanmaya çalışıyordun ve kendine şampuan alamayacak kadar tembeldin. | Open Subtitles | كنت تحاول ان تعوض فقدان الوقت بالاستحمام بالمشفى لأنك كسول جدا لتشتري شامبو خاص بك |
| Bu şey beni kaşındırıyor. Kadehin boşalınca kaçalım. Otele gidip duş yapmalıyım. | Open Subtitles | يسبب الحكة انهي كأسك , ارغب بالاستحمام في الفندق |
| Yemekten önce üstünü değiştirmek için duş almak isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | افترض, انك ترغبين بالاستحمام وتغيرين ملابسك قبل العشاء |
| Bayanlar, duş alacaksanız yemekten önce bir saatiniz var. | Open Subtitles | لديكن ساعة قبل العشاء اذا رغبتن بالاستحمام |
| duş almak onun için hiçbir zaman duş almak değildir. | Open Subtitles | الاستحمام معها لم يكن أمراً متعلقاً بالاستحمام |
| Ben duş alacağım eğer havan yerindeyse sana salatalı tavuk hazırladı. | Open Subtitles | سأقوم بالاستحمام وقد قام بعمل بعض الدجاج مع سلطة الكرنب بالمانجو، إذا أحببت |
| Bazen orada duş almalarına bile izin veriyor. | Open Subtitles | حتى أنه سيسمح لك بالاستحمام هناك أحياناً |
| gününüze muhtemelen duş ile başlıyorsunuz. | TED | فأنت في العادة تبدأون يومكم بالاستحمام |
| Ve pazar günü de duş alabiliriz. | Open Subtitles | وأيـام الأحد سيسمحون لنا بالاستحمام. |
| Bu hafta bir kere banyo yaptım zaten. | Open Subtitles | فقد قمتُ بالاستحمام هذا الأسبوع |
| Hadi gelin, banyo yapacağız. | Open Subtitles | هيا , سنقوم بالاستحمام |
| Seni banyoya sokalım mı? | Open Subtitles | هلا قمت بالاستحمام ؟ |