| Şirketinizin satış sözleşmelerinde bu şekilde satış yapma izniniz olmadığı... | Open Subtitles | شروط شرائك تضغط علي صرامة طبعك التي لم تسمح بالبيع |
| En azından reklâmlarda satış, satış, satış diyoruz ama batışa geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | لكن على الأقل فى الاعلانات نهتم بالبيع لكن كلنا نعلم اننا ذاهبون للجحيم |
| satış yapacaklarını düşündükleri zaman böyle olurlar. | Open Subtitles | أنهم يبدون هكذا عندما يعتقدون أنهم سوف يقومون بالبيع |
| Ama bunun bedeli sadece bir ya da iki erkek satışı yapabilecek. | Open Subtitles | لكن ثمن عمل ذلك هو أن يقوم ذكر أو اثنين فقط بالبيع. |
| Fakat, onları satmaya ikna edebilirsen komisyonuna dişe dokunur bir bonus ekleyebileceğimizden eminim. | Open Subtitles | لكن ان امكنك اقناعهم بالبيع فانا متأكد انه يمكننا اضافة عمولة جيدة لك |
| Sürpriz olmadı. satmayı reddedenlerden daha fazla oyla Don Holitzer seçildi. | Open Subtitles | حسنٌ، لا مفاجئات، غير الذين امتنعوا عن التصويت، لعدم رغبتهم بالبيع |
| İnsanlar satışa hazır olmasa bile bu yeni iletişim biçimi bize daha fazla kullanıcı getirebilir. | Open Subtitles | حتى لو لم يقم الناس بالبيع والشراء إنه نوع جديد من التفاعل الذي قد يأتي بمستخدمين جدد. |
| satış, satış, satış. Kendimizi kandıralım ve buna sanat diyelim. | Open Subtitles | فقط نهتم بالبيع, لكن نخدع انفسنا و ندعوه فن |
| Herkesi çağır, Burada satış ayarlayan yeni bir satıcı hakkında tüyo aldım. | Open Subtitles | قم بأحضار الجميع ، لدينا معلومة عن موزع مخدرات جديد ربما سيقوم بالبيع هنا |
| Oğlanlar satış yaptıktan sonra aramaları kıza yönlendiriyor. | Open Subtitles | رجالنا سيحولون المكالمات بعد أن يقوموا بالبيع لها |
| Ufak bir ayar ile bambaşka bir ofise dönüşüyor. Danny'yi buraya çekip satış yapışını izleyeceğiz. | Open Subtitles | نقوم باحضار داني هنا و نرى كيف يقوم بالبيع |
| Harika, güzel. Bırak satış yapsın. | Open Subtitles | هذا يبدو معقولاً فقط دعه يقوم بالبيع عليك |
| Gülünç olma Jo Ann. satış yapmaya berbat bir araba ile gidemem. | Open Subtitles | لا تكوني سخيفة, لا استيطع أن أقوم بالبيع و أنا أقود سيارة سيئة |
| Doğru işten kovulduğun için garaj satışı yapıyorduk, | Open Subtitles | حسنا , نحن سنقوم بالبيع في المرأب . لأنك خسرت وظيفتك |
| Eğer istediğin bu değilse, satışı yapacak başka birini bul ve ben de sadece tahmin yapayım. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا ما تريد فعليك أن تجد شخص آخر لكي يقوم بالبيع و ما علي إلا الاختيار |
| Eğer istediğin bu değilse, satışı yapacak başka birini bul ve ben de sadece tahmin yapayım. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا ما تريد فعليك أن تجد شخص آخر لكي يقوم بالبيع و ما علي إلا الاختيار |
| Doktora satmaya çalışarak nasıl çıkacağım bu listenin tepesine? | Open Subtitles | وكيف يظهر أسمى على اللوحة وانا مكلف بالبيع لطبيب ؟ |
| Kitaplarım satmaya devam etti ancak piyasayı yeni çocuklar doldurdu ve ben yaşlandım. | Open Subtitles | تواصل كتبي بالبيع, ولكن أطفالي الجدد يلعبون بالأرض وأنا عجوز |
| satmayı düşünmüyordun. Fikrini ne değiştirdi? | Open Subtitles | لم يكن لديك أي اهتمام بالبيع ما الذي غيّر رأيك؟ |
| Onu satışa ikna etmemi istedi. | Open Subtitles | لقد طلب مني إقناعها بالبيع |
| Siz ürünleri satarsınız, onları Satın alma işini bana bırakın. | Open Subtitles | أنت اهتم بالبيع و دعنى أنا أهتم بالشراء |
| İlk kim Sattı? | Open Subtitles | انتظر ، انتظر لحظة مَن قام بالبيع أولاً ؟ |
| Satmakla ilgilenmiyormuş. | Open Subtitles | قال إنه غير مهتم بالبيع. |