| Eğer fazladan bir kurabiye çalmak yahut şampuan şişesine işemek gibi küçük bir şey yapmışsam düz tarafıyla vururdu. | Open Subtitles | إذا قمت بفعل أمر سخيف كسرقة قطعة بسكويت صغيرة أو قمت بالتبول في علبة الشامبة تقوم بضربي بالجانب الأملس |
| Ve bu üç dakikayı işemek veya seninle beraber bir şeyler yemek yerine senin o sinir bozucu telefon konuşmaların için kullanmak harika olurdu. | Open Subtitles | وسيكون من العظيم استغلال هذه الثلالث دقائق بالتبول او اكل شيء ما عوضا عن اكون هنا معك ومع اتصالاتك المزعجة ، أنا مشغولة |
| 40 yıldır işemek için izin iştemiştim. | Open Subtitles | أربعون عاما و أنا أطلب الأذن بالتبول |
| Öldükten sonra mezarına işedim, her yerine işedim. | Open Subtitles | بعد ان مات, قمت بالتبول على قبره بالكامل |
| Onun yerine kapı kollarına işedim! | Open Subtitles | فقمت بالتبول على مقبض الباب بدل ذلك |
| Sizi ısırmaya, kanınızı emmeye, üzerinize işemeye çalışıyorlar, korkunç şeyler yani. | Open Subtitles | أو بالتبول عليك و كل تلك الأشياء الرهيبة |
| İşemek istemenizi sağlayacağım. | Open Subtitles | أهدف إلى جعلكما ترغبان بالتبول |
| Gilbert, mesane sorunu yaşıyorum ve gerçekten altıma işemek istemiyorum. | Open Subtitles | (جيلبرت) لدي مشاكل في المثانه وفي الحقيقه لا اريد ان اقوم بالتبول علي نفسي |
| Sanırım mutluluktan altıma işedim. | Open Subtitles | أعتقد أني قمت بالتبول من السعادة |
| Sonra o herifin işemeye başlaması beni uyandırdı ve bunun imkansız olduğunu anladım. | Open Subtitles | و عندما شرع ذلك الشاب بالتبول و أوقظني , أدركت حينها أن ذلك مستحيل |
| Aynı pasif-agresif dalavere beni, Bay Evans'ın ekili bitkilerinin birine işemeye sevk etmişti. | Open Subtitles | انها نفس المناوره السلبيه العدوانيه التي تدفعني لأن اقوم بالتبول في واحده من اوعيه النباتات الخاصه بايفانز |
| Kımıldayacak yer yok, tutamıyorum ve Kelly'nin arkasına işemeye başlıyorum. | Open Subtitles | المكان كان مزدحما ولا أستطيع الذهاب إلى أي مكان ، لم أستطع الإنتظار فبدأت حينها بالتبول على جينز كيلي من الخلف |