| Lindsay gerçekten, hiç amigoluk yapmamıştım. | Open Subtitles | لا ليندسي , اقسم لك لم أقم بالتشجيع من قبل |
| Birak tahmin edeyim. Bunun, amigoluk isiyle bir ilgisi yok, degil mi? | Open Subtitles | وسأتجرأ بقولي أنها لا تتعلق بالتشجيع, صحيح ؟ |
| amigoluk yap, ama şimdilik kimseyle çıkmayacağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | , قومي بالتشجيع لكن عديني انكِ لن تواعدي لهذه الفترة |
| Evet, maçlarda tezahürat ederiz ama bu sadece kirayı ödemek için. | Open Subtitles | أجل ، نحن نقوم بالتشجيع أثناء المباريات و لكن تلك مجرد وسيلة لتسديد الأقساط |
| Onu futbol takımı için tezahürat yaparken gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تقوم بالتشجيع لأجل فريق الكرة، |
| amigoluk yap, ama şimdilik kimseyle çıkmayacağına dair bana söz ver. | Open Subtitles | , قومي بالتشجيع لكن عديني انكِ لن تواعدي لهذه الفترة |
| Ben kendimi amigoluk ana dalında okuyor görüyorum. | Open Subtitles | في الواقع , أنا اعتبر نفسي متخصصة بالتشجيع |
| Birlikte amigoluk yaptık, birlikte taklalar attık birlikte yuvarlandık ama hiçbir zaman yakınlaşamadık. | Open Subtitles | قمنا بالتشجيع سويًا، قمنا بالقفز سويًا، تقلبنا في الأرجاء سويًا، لكننا لم نكن البتة مقربين. |
| Arkadaşlarından faydalanayım falan deme. Güzel amigoluk yap. | Open Subtitles | لا تأخذى أصدقائك كمجرد "مزية" و قومى بالتشجيع بطريقة جيدة |
| Daha önce amigoluk yaptın mı? | Open Subtitles | -هل قمت بالتشجيع من قبل؟ |