| Raporda benim kırmızı ışıkta geçmemin kazaya sebebiyet verdiği belirtiliyor. | Open Subtitles | لكن الشرطة قالت أني تخطيت إشارة حمراء مما تسبب بالحادث |
| Her sene, görgü tanıkları aynı şeyin kazaya neden olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | و لا شئ من هذا كل عام , الشهود قالوا أن نفس الشئ تسبب بالحادث |
| Haklısın, Görüyorsun, kaza hakkında düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | أنتي محقة لا أستطيع التوقف عن التفكير بالحادث |
| Kabine üyelerinin kaza hakkında bilgilendirilmeleri gerekecek. | Open Subtitles | سيريد الوزراء ملخصاً للظروف المحيطة بالحادث |
| Kazayı tahmin edebiliyor ve herkes için en güvenli yolu hesaplamak için kimin, hangi arabaların yoldan çekilmesinin daha uygun olacağını tahmin edebiliyoruz.. | TED | يمكننا أن نتنبأ بالحادث و يمكننا أن نتنبأ من, أي سيارات هي في أفضل المواقع للابتعاد من الطريق للقيام بمعرفة الطريق الآمن للجميع |
| Onu eve göndereceğimiz sırada Kazayı öğrendik. | Open Subtitles | عزمنا على إعادته للمنزل حينما سمعنا بالحادث |
| Bana 23.Otoyol'daki kazayla bir ilgin olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أخبروني أنه لك علاقة بالحادث على الطريق 23 |
| Kazada ölen kızı hatırlarsın. | Open Subtitles | تعلمين, تتذكرين تلك الطفلة التي كانت بالحادث |
| kazaya kırmızı bir iki kapılı sebep oldu ve o kullanıyordu. | Open Subtitles | سيارة رياضية حمراء تسببت بالحادث و هو كان يقودها |
| Bu kazaya cep telefonuyla çekilmiş videodaki net gözükmeyen adam mı sebep oldu? | Open Subtitles | الرجل الموجود بالتصوير المشوش لهاتف نقال تسبب بالحادث بطريقة مّا؟ |
| Üzgünüm ama kazaya kızınızın sebep olduğunu söylemek zorundayım. | Open Subtitles | لكنّي أخشى أن أقول ، أنّ إبنتكِ هي من تسبّبَت بالحادث |
| Tiyatronun arkasında meydana gelen kaza ile ilgili tam olarak ne biliyorsunuz? | Open Subtitles | ما المعلومات المتعلقة بالحادث وراء المسرح في وقت سابق الليلة؟ |
| kaza hakkında bilgi sahibi olmamın tek sebebi onunla olan ilişkim ve bunun hakkında konuşmam gerekecek. | Open Subtitles | ..السبيل الوحيد لمعرفتي بالحادث .هو بسبب العلاقة وهكذا؛ يجب أن أفصح عنها |
| Shayes kaza sırasında yaralandıysa muhtemelen kanamıştır. | Open Subtitles | اذا كان شايس قد جُرح بالحادث فربما كان ينزف |
| Kendisine futbolu hatırlatan bir şey olmadan işe bile gidemiyor ki bu ona Kazayı hatırlatıyor, ki o da ölen oğlumu hatırlatıyor! | Open Subtitles | انها لا تستطيع أن تذهب للعمل دون أن يذكرها ذلك بالكرة مما يذكرها بالحادث مما يذكرها بابني الميت |
| Oradan çıkınca, eve giderken yolda Kazayı gördüm. | Open Subtitles | عندما غادرت, مريت بالحادث في طريقي إلى المنزل |
| Bizimkiler Hertz Araba Kiralamanın büyük hayranlarıymış. Geçen hafta olan Kazayı duydum, adamım. | Open Subtitles | عائلتي كانت من أشد المعجبين بهيرتز لتأجير السيارات سمعت بالحادث الذي وقع الأسبوع الماضي |
| Ve motor yağının bu kazayla hiç bir ilişkisi yok. Doğru. | Open Subtitles | . و أيضًا لا علاقة للمحرك بالحادث |
| Ona karşı olan çekimi kazayla alakalı bir şey. | Open Subtitles | جاذبيتها إليه لها شئ متعلق بالحادث |
| -Nasıl olur... -Bunun kazayla ilgisi yok. | Open Subtitles | ...كيف استطاعت ان ليس لهذا علاقة بالحادث |
| "Kazada yaralanan karayolu polisini "kurtarmayı başaramadılar. Devamı 7. sayfada." | Open Subtitles | الذي كان متورطا بالحادث التكملة في الصفحة السابعة |
| Kazada bozulmuş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها تأثرت بالحادث |
| Maura, bu vurkaç yapan arabayı bulmalıyız. | Open Subtitles | مورا ، علينا أن نجد السيارة التي قامت بالحادث |
| Bay Skinner, olaya karışanların kimliklerini nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | السيد / سكينير , آتمانع بإن تخبرني كيف عرفت هويئة الآشخاص المتورطين بالحادث |