| Sizler şimdiden birer kahramansınız. Rahatlayın ve yolculuğun tadını çıkarın. | Open Subtitles | انتم أبطال بالفعل أسترخوا فقط وأستمتعوا بالرحلة |
| Aya doğru yol alıyorsun. yolculuğun tadını çıkar. | Open Subtitles | ونحن في طريقنا إلى القمر، استمتعي بالرحلة |
| Kyak'ın ince vücudu, yolculuk başlamadan fok balığı derisiyle örtülü olmalıdır. | Open Subtitles | ينبغي تغطية الإطار الضعيف للـ "كاياك" بجلد الفقمة قبل الشروع بالرحلة. |
| İyi yolculuklar, Albay. Hammond tamam. | Open Subtitles | استمتع بالرحلة ، عقيد هاموند يخرج |
| Ne siz ne Bayan Marchetti uçuş listesindesiniz. | Open Subtitles | فلست انت او السيدة ماركيتي ضمن قائمة المسافرين بالرحلة |
| Aqualantic Brit'i seçtiğiniz için teşekkürler.İyi uçuşlar. | Open Subtitles | شكرً لك لإختيارك شركة أكواكلنتك البريطانيّة. استمتع بالرحلة. |
| Birkaç kez birlikte yolculuk edeceğiz Çinli herifler seni tanıyınca da, yolculuğu tek başına yapacaksın. | Open Subtitles | سوف نقوم بالرحلة عدت مرات معا و عندما يعرفك الرجال الصينيين سوف تقوم بالرحلة لوحدك |
| O yüzden, sıkı tutunun ve yolculuğun tadını çıkarın. | Open Subtitles | حوالي دقيقتين ، و ذلك تمسكوا جيدا إستمتعوا بالرحلة |
| 11 gün sonra geri döndüğünüzde görüşürüz. yolculuğun tadını çıkarın. | Open Subtitles | سنراكم قريباً خلال 11 يوماً أستمتع بالرحلة يا صاح |
| yolculuğun tadını çıkarmasını... öğrenmen gerek. | Open Subtitles | ..أنت بحاجة لمعرفة كيفية الاستمتاع بالرحلة |
| yolculuğun tadını çıkarmayı hiç istemedin ki. Daha yola çıkmadan önce Cathy'yi kıskanıyordun. | Open Subtitles | لقد كانت لديك النية أبداً للتمتع بالرحلة لقد كنت تغارين من " كاثى " قبل أن نبدأها |
| Güle güle, iyi vakit geçirin. Güle güle, umarım yolculuk iyi geçmiştir. | Open Subtitles | أتمنى لكم إقامة سعيدة، أتمنى أنكم استمتعتم بالرحلة |
| Süper bir yolculuk geçirdim ve bana bir iyilik yapmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | لقد استمتعت بالرحلة وأتسائل إن كنتي تستطيعن أن تقدمي لي معروفا؟ |
| İyi yolculuklar. | Open Subtitles | استمتعي بالرحلة. |
| Uçak kiralama şirketi bana uçuş bilgileriyle dönüş yaptı. Yer ayırtmak için üçüncü sınıftaki beden hocamızın adını kullanmış. | Open Subtitles | وضعني في قائمة المسافرين بالرحلة استخدم اسم معلّمنا بالجمباز بالدرجة الثالثة، في حجز الطيران |
| Biliyorum. Şaka yapıyordum. İyi uçuşlar. | Open Subtitles | أعلم، أمرح فقط قليلاً استمتعا بالرحلة |
| Ama yolculuğu fiziksel bakımdan kaldırabilecek tek kişi bendim. | Open Subtitles | ولكن كنت أنا الوحيد الذي بوسعه جسدياً القيام بالرحلة |
| İki saatten az bir süremiz var. Mutlaka bu uçuşu yapmalıyım. | Open Subtitles | لدينا اقل من ساعتين ، عليّ أن أقوم بالرحلة |
| Ajan Walker, bir sonraki uçuşla ona katılacaksın. | Open Subtitles | عميل والكر ستحتاجين للحاق بالرحلة القادمة للقاءه |
| Babamın yarın ki atsız araba gezisine gelmeme sebebini bilmiyorsundur sanırım? | Open Subtitles | أعتقد أنك لا تعرفين لماذا لا يريد أبى القيام بالرحلة بهذه العربة بدون الأحصنة غداً ماذا تعنى ؟ |
| Ve şimdi Müdür Skinner, bize okul gezisinde nereye gideceğimizi söyleyecek. | Open Subtitles | والآن المدير سيخبرنا أين سنذهب بالرحلة المدرسية |
| Yolculuğunuz zor geçmiş olmalı. Değildi. | Open Subtitles | الرحلة التي قطعتموها لبلوغي لم تكن بالرحلة اليسيرة. |
| Emin olun güzel bir gezi olacak. Çünkü sizlerin mutlu olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | ونحن نتمنى للأطفال السفر بأمان وان يتمتعوا بالرحلة |
| Bay Hunt, siz olmadan bu seyahate gidemem. | Open Subtitles | سيد هنت, لا يمكنني القيام بالرحلة بدونك |
| "Ben bu yolculuğa bir çocuğun çamurlu bir su birikintisine yaklaştığı gibi yaklaşırdım. | TED | قال " سوف انصحهم بان يقوموا بالرحلة كما يقوم الطفل باكتشاف منبسط الطين |
| Yolculukla ilgili. | Open Subtitles | بل بالرحلة |