| Çizgi filimdeki çakal, Road Runner'i kovalarken... sırtına roket bağlayıp böyle birşey yapmıştı. | Open Subtitles | عندما وقع الذئب البرى فى المصيدة وربط نفسه بالصاروخ |
| Keşke benim şu roket jöleli donutlarla çalışsa. | Open Subtitles | الآن إذا تمكنت من الاقلاع بالصاروخ بكعك الهلام |
| Ya roket uçmazsa? | Open Subtitles | ... ما الذي سيحدث اذا لم يستطع الاقلاع بالصاروخ ؟ ... |
| Onu gönderecek roketin tamamını kaplıyor. | TED | ويحتل كل مساحة التخزين بالصاروخ لإطلاقه |
| İşte, alttada gördüğünüz gibi, bu roketin yukarı gitmesi lazımken; bir şekilde yana doğru gitt. | TED | كما ترون في الصورة إلى الأسفل، كان يفترض بالصاروخ أن ينطلق إلى الأعلى و لكن بطريقة ما انتهى به الأمر على جانبه. |
| Ayrılan ilk itici roketin içine saklandık. | Open Subtitles | لقد إختبأنا بقمرة المُحرّك بالصاروخ في إنتظار أن تنفصل، |
| Barney 'Beyaz Saray'a roket fırlatalım ve Başkanı öldürelim' Gumble'ı göremiyorum. | Open Subtitles | (بارني "لنصطدم بالصاروخ في البيت الأبيض ونقتل الرئيس" غمبل) |
| - roket filan mı fırlatmayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تخطط للانطلاق بالصاروخ ؟ |
| - roket bağlantısı iyi durumda. | Open Subtitles | -الاتصال بالصاروخ يعمل جيداً |
| - Sayın Buchanan roket binayı vurduğunda, Assad'ın neden içeride olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | سيد (بيوكانان), أعرف لماذا لم يكن (أسد) بالمبنى... عند ضربه بالصاروخ. |
| Maalesef roketin kontrolünü kaybettiler ve rotadan saptı. | Open Subtitles | لسوءِ الحظِ لقد فقدوا التحكمَ بالصاروخ وإنحرفَ عن مسارهِ |
| - roketin iletişim sistemini kullanarak. | Open Subtitles | من خلال جهاز الاتصال بالصاروخ |