| O garajınızın önünde duran bir arabayla birlikte sizin ön sırada oturmanızı ister. | Open Subtitles | سوف يجعلك تجلس بالصف الأول مع سيارة جديدة في موقفك |
| ön sırada olacağım. | Open Subtitles | سأكون بالصف الأول |
| Macon, Georgia'da büyüyen küçük bir kızken tek istediğim, okul orkestrasında en ön sırada çalmaktı. | Open Subtitles | عندما كنت فتاة صغيرة أترعرع في (ماكون), (جورجيا) كل ما أردته أن أعزف بالصف الأول, بـ(أوركسترا) المدرسة المتوسطة |
| Bir ebeveyn, birinci sınıfa giden çocuğun matematik ödevini bir kadehlik mi yoksa üç kadehlik mi olduğuna göre değerlendiriyordu. | TED | وكما يقول أحد الآباء: "أنا أحكم على واجب ابني بالصف الأول من خلال إذا كان تقرير كأس مشروب واحد أو ليلة بثلاث كؤوس." |
| Özür dilerim. O birinci sınıfa gidiyor.. | Open Subtitles | آسفة ، إنها ما زالت بالصف الأول |
| Genesis konseri, Madison Square Garden'da, ön sıradan. | Open Subtitles | حفل لم شمل فريق "جينيسيس" بساحه حديقة ماديسون تذاكر بالصف الأول |
| Aynen söylediğim gibi dünyadaki en çılgınca şova ön sıradan koltuğa. | Open Subtitles | كما قلت سابقاً... ستحصلين على مقعد بالصف الأول لأغرب عرض على ظهر الأرض |
| Sen ilk sıradaydın. | Open Subtitles | هل كنت بالصف الأول |
| Sen ilk sıradaydın. | Open Subtitles | -لقد كنت بالصف الأول |
| Monet Tumusiime'nin kız kardeşi kurbanların sesi olmanın benim görevim olduğunu hatırlatmak için o duruşmanın her gününde ön sırada oturdu. | Open Subtitles | (جلست أخت (مونيه توموسوميه بالصف الأول بكل أيام تلك المحاكمة لتذكرني بأن وظيفتي هي الدفاع |
| Onun Keller'la yatak muhabbetine ön sıradan bir bilet. | Open Subtitles | مقعد بالصف الأول لمشاهدتها مع (كريس) بالسرير |
| - En ön sıradan bir bilet. | Open Subtitles | -إنها مقعد بالصف الأول |