| İsteklerimizi tam olarak yerine getirmesini yoksa seni öldüreceğimizi söyle. | Open Subtitles | عليه أن يفعل بالضّبط ما أخبرناه به أو سوف نقتلكِ |
| İngilizce ne dediğimi tam olarak anladınız. | TED | لقد فهمتم بالضّبط ما قلته لتوّي بالانجليزية. |
| Zebrayı fidye karşılığı rehin almaya tam olarak ne zaman karar verdin? | Open Subtitles | متى قرّرت بالضّبط بأنّك ستقوم بالإحتِفاظ بِفدية الحمار الوحشيّ؟ |
| Bu gibi yerlerde Kesinlikle aniden bir dinazorun fırlamasını beklemelisiniz. | Open Subtitles | بالضّبط نوع المكان الذي تتوقع من الديناصورً ان يخرج فجأة. |
| Kesinlikle. Birisi nasıl olur da bir kadını kendi evinden dışarı atar? | Open Subtitles | بالضّبط, كيف على رجل أن يطرد إمرأة |
| "Eğer iyi hissetmeni sağlıyorsa, yap." Aynen öyle. | Open Subtitles | لو كان هذا سيشعرك بأنّك جيّداً"، بالضّبط" |
| tam da bir yayıncıda aradığım şey. | Open Subtitles | هذا هو بالضّبط ما أبحث عنه في الناشر |
| Odaya girdiğinde tam olarak ne gördüğünü anlat bana. | Open Subtitles | أخبريني بالضّبط بما رأيتِها حينما دخلتِ الغرفة. |
| Ama toksikoloji raporu gelene kadar tam olarak bilemeyiz. | Open Subtitles | نحنُ لن نعرِف بالضّبط ماذا كانت حتّى ياتي تحليل السّم |
| O, jüriye tam olarak ne olduğunu açıklayabilir. | Open Subtitles | طفلًا طيّب. بإمكانها التفسير لهيئة المُحلّفين ماذا حصل بالضّبط. |
| Tümü orada, tam olarak bunu tanımladı gibi. | Open Subtitles | كل التّفاصيل موجودة هناك , بالضّبط كما وصفها هو |
| MID tam olarak bizi işin içine sokmak istemiyor ama biliyoruz sorgu onların uzmanlık alanı ve inanır mısın? | Open Subtitles | إدارة تحقيقات الملكة ليست بالضّبط هي تابعة لنا ... ولكنّنا نتفهّم بأنّ التّحقيقات هي من إختصاصِنا |
| Burada tam olarak neyi arıyoruz? | Open Subtitles | ماذا بالضّبط الذي نبحث عنه هنا ؟ |
| tam olarak ne için buradayız? | Open Subtitles | ماذا بالضّبط الذي نبحث عنه هنا ؟ |
| tam olarak. | Open Subtitles | بالضّبط . ماذا تخمّن لقوّة العدو؟ |
| Peki, X, tam olarak ne istiyorsun? | Open Subtitles | لذا, إكس, مالذى تريده بالضّبط ؟ |
| tam olarak aklımda olan bu değildi ama bu da işe yarar. | Open Subtitles | ليس بالضّبط ما كان برأسي لكنني سأفعلها |
| Kesinlikle. Bu bana bir iş gibi geliyor. | Open Subtitles | بالضّبط ذلك يبدو مثل الوظيفة بالنسبة لي |
| - ...belirledi? - Evet, Kesinlikle. | Open Subtitles | كخطٌّ ليس قابل للتّطبيق - أجل، بالضّبط - |
| Kesinlikle tam böyle olmuştur. | Open Subtitles | هذا بالواقع على الأرجح بالضّبط ما حصل. |
| Aynen öyle. | Open Subtitles | هذا بالضّبط ما هو عليه |
| Aslında, Abby, kanuna göre, bu tam da olduğun şey. | Open Subtitles | )فيالواقع،يا( آبي، وفقاً للقانون ، ذلك بالضّبط ما أنتِ عليه |