| Açılmamış gazlı içecekleri çöpe atmamın bununla bir ilgisi var mı dersiniz? | Open Subtitles | أتظن أن إلقائي لعلبتين من الصودا بالقمامة له دخل بما يجري هنا؟ |
| Bana vermektense çöpe mi atıyorsun? | Open Subtitles | هل تفضلين رميها بالقمامة عوضا عن إعطائها لي؟ |
| - Çöpü ne yapıyoruz? - Bırak Temizli halleder. | Open Subtitles | ماذا نفعل بالقمامة اتركوها لكليني |
| Basın çöp ile karıştırmak olduğunu, telefon açık çalıyor, o poz endişelenmektedir. | Open Subtitles | الصحفيون يدخلون بالقمامة الهاتف لا يتوقف عن الرنين إنهاقلقةمن أن ينفضحأمرنا،حقيقة حتىأنا. |
| Bana söyleceğin bir şey varsa, bunu hemen söyle. Çünkü yarın çöpte olacaksın. | Open Subtitles | لديك شيء تقولينه لي قوليه الان, لانك غداً ستكونين بالقمامة |
| Bazen Çöpün içindeyken, biraz kafam iyi oluyor, ama bugün içerde yarım bir muz buldum. | Open Subtitles | ،مرةً عندما كنت بالقمامة ، وجدت مصباح رأس صغير . لكن اليوم وجدت نصف موزة |
| Bundan ne sonuç çıkarmam gerekiyordu? O kupayı çöplükte buldum. | Open Subtitles | مالذي كان من المفترض أن استنتج من هذا ؟ لقد وجدت هذا الكأس بالقمامة |
| Ama hâlâ kirli, marjinal, ve ayrı tutulmuş görünüyorlar, çünkü çöple bağdaştırılıyorlar. | TED | مع ذلك، فلا زال يُرى المكان على أنه متسخ، مهمش ومعزول بسبب صلتهم بالقمامة. |
| Eminim sen onun cesedini hemen çöpe atardın. | Open Subtitles | حسناً، أنا متيقن بأنك ستودّ أن تقذفه بالقمامة. |
| Aynen çöpe bulanmış güzel bir köşk gibiydi burası. | Open Subtitles | هذا البلد كان كالقصر الجميل المحاط بالقمامة |
| -Başka bir yolcu onu öldürüyor ama silahını almak yerine çöpe atıyor. | Open Subtitles | و يقوم مسافر آخر بقتله , و لا يأخذ المسدس بل عوضاً عن ذلك يرميه بالقمامة |
| - Hiç lüzumu yok. Plastik tabaklar doğrudan çöpe gidiyor. | Open Subtitles | لا داعي لذلك، فالصحون الورقيّة ترمى بالقمامة مباشرةً |
| Ama ilk olarak, Çöpü dışarı atmalıyız. | Open Subtitles | ولكن بالبداية يجب أن نلقي بالقمامة |
| Çöpü çıkartmama yardım eder misin? | Open Subtitles | هل يمكنك مساعدتي بالقمامة |
| Ama oraya giderken çöp taşan kamyonların arasından sıyrılmalı ve mahallede hareket için en hızlı araç olan 3 tekerlilerin arasından geçmelisiniz. | TED | ولكن لكي تصل هناك، عليك أن تراوغ شاحنات ممتلئة عن آخرها بالقمامة وبين عربات التكتك، وهي العربة الأسرع المستعملة للتحرك داخل الحي. |
| Kendine ''beyaz çöp'' derdi. | TED | حيث كان يحب أن يصف نفسه بالقمامة البيضاء |
| Bütün bunlar bir hataydı. Filmi çöpte bırakmalıydım. | Open Subtitles | لقد كان هذا كله خطئاً ، كان يجب ان أترك هذا الفيلم بالقمامة |
| Biz sahibi arayacağım ve ona kaykayları çöpte bulduğumuzu söyleyeceğiz | Open Subtitles | سنتصل بالمالك ونخبره أننا وجدناهم بالقمامة. |
| ardından Çöpün üstüne doğru kaydı ve kaçıp gitti. | Open Subtitles | قم انزلقت لتصتدم بالقمامة ... ومن ثم غادرت. |
| Onu beşinci caddedeki spor malzemeleri dükkanının arkasındaki çöplükte bulduk. | Open Subtitles | وجدناها بالقمامة خلف متجر للأدوات الرياضية في الجادة الخامسة |
| Bu ülke çöple dolmuş güzel bir konak gibiydi. | Open Subtitles | هذا البلد كان كالقصر الجميل المحاط بالقمامة |
| Çöplerde bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لا شئ مثير للاهتمام بالقمامة |
| Çöplerle dolu bahçelerde oynardım | Open Subtitles | لعبت في الساحات الخلفية المليئة بالقمامة. |