| Bana anlatmadığın bir şey varsa, bombayı durdurmamıza yarayacak bir şey, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak... | Open Subtitles | ان كان هناك شيئا لم تخبريني به اي شئ يتعلق بالقنبلة كرئيس للولايات المتحدة انا آمرك |
| Bunu Vince'e götürmeliyim, sonra bombayı hallederim. | Open Subtitles | علي أن أوصل هذا لفينس و بعد ذلك سأهتم بالقنبلة |
| Altı nükleer bomba yarın harekete geçirilecek. | Open Subtitles | الآن عندنا تضرب حقيبة سلكس بالقنبلة النووية ذلك ستصبح نشّط غدا. |
| İnsan acaba şimdi biri içeri elinde bomba dolu bir çantayla girecek mi diye düşünmeden edemiyor. | Open Subtitles | أَتمنّى لا أحد من أولئك الرجالِ يَجيئ بأحدي تلك الحقائيب بالقنبلة النووية |
| Bombanın üzerindeki telefon sinyalini kaybetmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحاول أن نفقد إشارة الهاتف الخلوي المتصل بالقنبلة |
| Amerikalılar atom bombasını hatırlamaktan hoşlanmazlar. | Open Subtitles | فالأمريكيون يمقتون تذكيرهم بالقنبلة الذرية |
| Atom bombası değiller ama patlama eminim kıçını büzüştürür | Open Subtitles | هم لم يضربوا بالقنبلة النووية أو لا شيء سوى ضرب اكيد يجعل مؤخرتك تتالم |
| Önce Atom bombasıyla başladılar, hemen sonra Hidrojen bombasına geçtiler. | Open Subtitles | بدؤوا بالقنبلة الذرية ثم قفزوا الى القنبلة الهيدروجينية، |
| Pekala Bart, bombayı o delikten geçirmek için sadece bir şansın olacak. | Open Subtitles | حسنا، ستكون لك فرصة واحدة فقط لتلقي بالقنبلة من الفتحة |
| Bizi ilgilendireni elde ettik. Ben bombayı durduracağım. | Open Subtitles | لقد حصلنا على ما كنا نريده دعنى أنا سأهتمُ بالقنبلة |
| Eğer 30 dk. da çıkamazsam, beni beklemeyin, bombayı gönderin. | Open Subtitles | لا تُنتظرْني، إذا أَنا لَيسَ خارج في 30، يَضْربُ بالقنبلة النوويته. |
| O bombayı buraya getiren adamı ben eğitmiştim. | Open Subtitles | الشاب الذي جاء بالقنبلة إلى هنا أنا دربته |
| İçeriye bomba atıp, baştan başa taradı. | Open Subtitles | القى عليهم بالقنبلة هزت القنبلة المكان ثم كنس المنطقة |
| bomba Norton Havaalanı'nda. Şehrin üstünden uçmayı planlıyorlar. | Open Subtitles | القنبلة في مطار نورتن الخطة ان يطيروا بالقنبلة الى البلدة |
| Buraya nükleer bir bomba bırakıp işi bitirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نضرب هذا المكان بالقنبلة النووية وننتهي منه أنت لا تتكلم بجدية؟ |
| En güvenli yolu orayı nükleer bomba ile yok etmek, ve buna ancak Başkan onay verebilir. | Open Subtitles | خيارنا الأكثر أمناً هو ضربة بالقنبلة النووية والرئيس فقط هو الذي يصرح بالنووي |
| Bombanın nerede olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سَأُخبرُك عندمـا تَضْرب بالقنبلة |
| Görünüşe göre Bombanın içine bir GPS modülü bağlamışlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم قاموا بتوصيل "جى بى إس" بالقنبلة |
| Ampulü hayal eden birisi varsa eğer atom bombasını da hayal eden birisi var demektir. | Open Subtitles | عندما يحلم أى شخص بالإضاءة الكهربائية إنه حلمه سيكون كحلم الشخص الذى يحلم بالقنبلة النووية |
| İşte 90'lı yılların başında Pinatubo Dağı. Bir atom bombası patlama... ...bulutunu andıran şekilde yüklü miktarda sülfür yollamıştı. | TED | ها هو جبل بيناتوبو في أوائل التسعينات, و الذي وضع كمية كبيرة من الكبريت في طبقة الستراتوسفير, مع نوع من السحاب الذري الشبيه بالقنبلة |
| Bizim saatimize göre dün 5.15'te Hiroshima, kod adı ufaklık olan bir atom bombasıyla yerle bir oldu. | Open Subtitles | بالامس عند الساعة 5: 15 بتوقيتنا تمّ تدمير مدينة هيروشيما بالقنبلة الذريّة |
| Artık bundan sonra, bombaya Bombayla karşılık verilecektir. | Open Subtitles | وسيتم الرد منذ الآن وصاعدا على القنبلة بالقنبلة |