| Gecenin ilerleyen saatlerinde kahve fıçısına dönen Miranda gece ikide "taciz"e karar verdi. | Open Subtitles | وبآخر تلك الليله, معززه بالقهوه قررت "ميراندا" ان تنفذ إغواء بالساعه الثانيه صباحاً |
| Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama arkadaşım üzerime kahve döktü, sonra yaşlı bir kadın ceketimi çaldı daha sonra çalıştığım yerden beni attılar. | Open Subtitles | صديقي قذفني بالقهوه وبعد ذلك تلك السيدة العجوز سرقت سُترَتي, ومن ثم طردوني من المبنى الذي اعمَلُ به. |
| "Doctor ve Amy için kahve almaya gittim" demiş. | Open Subtitles | لقد قال أنا فقط ذهبت لآتي بالقهوه للدكتـور وأيمي |
| Ayrıca, kendine kahve almadığın müddetçe bana kahve getirmeni beklemiyorum. | Open Subtitles | ولا اتوقع ان تاتى لي بالقهوه الا اذا احضرتى لنفسك ايضاً |
| kahve yi benim üstüme döktü, ona yazık. | Open Subtitles | انا من تبللت بالقهوه و هو المسكين |
| Müdür yardımcısının kahve takıntısı gibi. | Open Subtitles | نوعا ما مثل هوس نائب المدير دوج بالقهوه |
| Ne tür bir ucube kahve konusunda tutkulu olabilir ki? | Open Subtitles | أي نوع من غريبي الأطوار يشغف بالقهوه ؟ |
| Sen git. Bana kahve getir. | Open Subtitles | اذهب وارجع بالقهوه |
| Ama kahve konusunda tutkulusun ha. | Open Subtitles | لكنك شغوف بالقهوه |
| Bu ucube kahve konusunda tutkuludur. | Open Subtitles | هذا الغريب شغوف بالقهوه |