| Ancak Ateşle, kafası kesilerek ve kalbine bir kazık saplayarak öldürülebilir. | Open Subtitles | يمكن فقط قتله بالنار أو قطع الرأس أو وتد فى القلب |
| Çünkü bana öyle geliyor ki sadece Ateşle oynamıyor cehennem ateşine giriyor gibisin. | Open Subtitles | لأنه يبدو لي أنك لا تلعبين بالنار فحسب، بل تخطين إلى جحيم مستعرّ. |
| Yukarı doğu yakasındaki hayatla savaşmanın tek yolu ateşe Ateşle karşılık vermektir. | Open Subtitles | لا الطريقة الوحيدة للتعامل مع الجانب الشرقي الراقي هي محاربة النار بالنار |
| ateş ve Kutsal Ruh ile vaftiz edecek birisi geliyor. | Open Subtitles | هناك قدوم لاحد الذي سيعمّد بالنار بروح القدس |
| Onlara beni ateşe vermek üzere olan bir katili vurduğumu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم بأنني أطلقت النار على مجرم كان يريد أن يحرقني بالنار |
| Tenlerini yakan ateşi hissedebiliyorlardı. | Open Subtitles | كانوا قد أفاقوا كانوا يشعرون بالنار تحرق أجسادهم |
| Takım değil... bir kişiyi, ateşe Ateşle karşılık vermemize yardım edebilecek birini. | Open Subtitles | ليس فريقاً، إنه شخص واحد، شخص قادر على مساعدتنا بمحاربة النار بالنار |
| Seni tehdit edecekse, ateşe Ateşle karşılık vermen gerekmez mi? | Open Subtitles | إن كانت ستبتزك ألا يتوجب عليك محاربة النار بالنار ؟ |
| En iyi plan olması bir yana, azımsanan güçler Ateşle oynuyor. | Open Subtitles | ،ضعي نواياك الحسنة جانبا التقليل من الأشخاص .الخارقين هو لعب بالنار |
| Ama ateşe Ateşle karşılık verebilir, bu videoyu tanıdığınız üç kişiye gönderebilir ve onları da aynısını yapmaya teşvik edebilirsiniz. | TED | ولكن يمكنك محاربة النار بالنار عن طريق إرسال هذا الفيديو إلى ثلاثة من الناس الذين تعرفهم، وتشجيعهم على فعل الشيء نفسه. |
| Popülist milliyetçi hareketten korkuyorsun, çünkü Ateşle oynarsan kontrol edemeyeceğini biliyorsun. | TED | تخشى نار داعمي القومية لانك تعلم بأن من يلعب بالنار لايمكنه السيطره عليها. |
| Bırak gitsin. - Biraz bencil gibisin. - ateşe Ateşle cevap vermek. | Open Subtitles | أنت أنانى بدرجه كبيره أحارب النار بالنار |
| Kendimi haklı çıkarmak adına bunun kızın suçu olduğunu ve Ateşle oynadığı için cezalandırılması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | وحتّى أبرّر الأمر, قلت لنفسي بأنّ ما حدث كان خطأها, وأنّها يجب أن تُعاقب للعبها بالنار. |
| Küçük çocuklar Ateşle oynamamalı değil mi? | Open Subtitles | الأولاد الصغار لا يجب أن يلعبوا بالنار أليس كذلك؟ |
| Yanmaktan kokuyorsan kızım, Ateşle oynama... | Open Subtitles | يا فتاة, إذا كنت تخشين الحرق. لا تلعبين بالنار |
| Çünkü peygamber Muhammed, Allah'ın selamı ve iyiliği üzerine olsun, bana göründü, ve benden Hartum'a ateş ve kılıçla saldırmamı emretti. | Open Subtitles | لأن سيدنا محمد عليه السلام جاء الى فى الرؤيا و أصدر لى التعليمات لمهاجمة الخرطوم بالنار و السيف |
| ateş gözlü öfke. yolumu göster bana şimdi! | Open Subtitles | سيكون سلوكى الان بضراوة العين المتقدة بالنار |
| Hiç sönmeyen bir ateş, seni sonsuza kadar kavuruyor. | Open Subtitles | بالنار التي لا تطفأ وتشتعل بداخلك الى الابد؟ |
| Pirokinetikle ilgili olaylar olmuştu. ateşi kontrol eden, yangın çıkarabilen insanlar. | Open Subtitles | هناك حالات للتحكم بالنار بعض الناس ستطيعون التحكم بالنار |
| Tabi ki Avrupalılar tostu tavada yaparken, ve çoğu öğrenci ateşte yapar. | TED | بينما يقوم الكثير من الأوروبيين بتسخين الخبز بالمقلاة، بالطبع، ويحمّص الكثير من الطلاب الخبز بالنار. |
| ateşi, ekstra alev, alev yanan eşcinsel ateşiyle körüklemenin vakti geldi. | Open Subtitles | إنه الوقت لمحاربة النار بالنار المشتعلة بشدة لـنار الشاذ. |
| Su ve odunu yaptım. ateşin üstünde çalışıyorum. | TED | لدي الماء والخشب. وأنا علي وشك البدء بالنار. |