| sakin, iyi adam ayakları falan ama birisi normal olduğu için buraya düşmez. | Open Subtitles | تتظاهر بالهدوء واللطافة لكن لا يؤول بك المطاف إلى مكان كهذا لأنك طبيعي |
| Ve daha önce Vermeer'in çizimlerini gördüyseniz, inanılmaz sessiz ve sakin olduklarını bilirsiniz. | TED | وإذا كنت قد رأيت لوحات فيرمير سابقاً فستلاحظ بأنها كانت مليئة بالهدوء والسكينة بشكل لا يصدق |
| Öldürecekler bizi! Kapa çeneni! sakin ol! | Open Subtitles | سيقتلوننا الملاعين اخرس, اخرس, التزم بالهدوء |
| Kendinizi huzurlu hissedersiniz. | Open Subtitles | تأتي موجة هدوء على المكان ولا يسعك إلا أن تشعر بالهدوء |
| sakin, mütevazı... hatta sevimli insanlardı. | Open Subtitles | كلهم إتسموا بالهدوء والتواضع بل لطفاء .. |
| Bir daha ki sefere o ikisini beraber düşündüğünde kendini çok sakin hissedeceksin sanki çok güzel çiçeklerin olduğu bir bahçedesin gibi. | Open Subtitles | في المرة التالية التي ستفكِّر بهم معاً, ستشعر بالهدوء. كما لو أنك في حديقة مليئة بالأزهار المتفتِّحة. |
| Tamam. Tamam, Bu konuda mümkün olduğunca sakin olmaya çalışıyorum, ancak... | Open Subtitles | حسناً، حسناً، أنا أحاول الإحتفاظ بالهدوء حول كلّ هذا لكن |
| Ona sakin olmasını söyleyin, çok gergin bana ateş edecek. | Open Subtitles | أخبره ان يلتزام بالهدوء انه متوتر جدا انه سيطلق علي النار انه يستعد |
| ...tıkanıklık, hükümet insanlardan sakin olmalarını ve, hızlı ve güvenli bir şekilde çıkmalarını... | Open Subtitles | الحكومة تطالب الناس بالهدوء والخروج بطريقة سريعة وامنة. |
| sakin olursanız bu iş bir dakika içinde hallolur. | Open Subtitles | الكل يلتزم بالهدوء الأمر سينتهى خلال دقيقة |
| sakin ol evlat. - sakin ol. - Hava atıyor. | Open Subtitles | هاي، بالهدوء بالهدوء إنك ترينا عضلاتك أم ماذا؟ |
| sakin olmasından..kimse sana bişey demiyor herşey kafana göre ...sana saçma sorular sormuyor.. | Open Subtitles | هي نوع السيدات اللاتي يجعلونك تشعر بالهدوء معهن وتجعلك تسترخى |
| Ne kadar sakin. sessiz ve huzur dolu. | Open Subtitles | إنّه وقتٌ يدفعك للشعور بالهدوء و السكينة والإطمئنان |
| Bütün gerginliğin akıp gitmeli. Oldukça sakin, rahat ve güvende hissetmelisin. | Open Subtitles | جميع هذه الضغوطات ستتلاشى عليكِ الشعور بالهدوء والإسترخاء وبالأمان |
| Durmalıyız. sessiz olmalıyız. | TED | علينا أن نتوقف، علينا أن نتحلى بالهدوء. |
| Sana baktıklarında korktuğunu anlarlar bu yüzden sessiz olun. | Open Subtitles | يمكنهم أن يشموا الخوف .بمجرد النظر إليك . لذلك إحتفظوا بالهدوء |
| Teşekkürler,şu ana kadar bulunduğum en huzurlu ev. | Open Subtitles | شكراً , هذا أكثر الأماكن التي شعرت فيها بالهدوء |
| Sürekli durgun ve dalgın mı? - Ben sessizliği severim. | Open Subtitles | التراشق بالحجارة اجمل اذن أنا فعلاً أستمتع بالهدوء |
| Çok haklı. Hep birlikte sessizliğin tadını çıkaralım. | Open Subtitles | إنها على حق , فلنستمتع بالهدوء كلنا معاً. |
| Kaybedecek bir şeyin kalmadığında içine nasıl huzur doluyor bilemezsin. | Open Subtitles | انت تشعر بالهدوء . عندما لا يكون هناك شيئا لتخسره |
| Şu yeni keşfettiğin yetenek tarafından benim de portremi yaptırırsan, sessimi çıkarmayabilirim. | Open Subtitles | سأحظى بالهدوء طلبت رسمةً لها أريد رسمة لي أيضاً |
| Mahkemeye itaatsizlikten alıkonmak istemiyorsanız Bayan Castillo, size sakinleşmenizi öneririm. | Open Subtitles | ! إلا إن أردت اتهامك بالازدراء، آنسة (كاستيلو)، أنصحك بالهدوء. |
| Günde iki hap alıyorum sakinim ve huzurluyum. | Open Subtitles | انا اخذ حبتين باليوم و اشعر بالهدوء و الطمأنينة |