"بالواجب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• görev
• vazife
• Her zamanki

Bu adil değil! görev sorumluluğu duymanın yanlış olduğunu sanmıyorum.
ليس هذا إنصاف، لا أظن أنه من الخطأ الإحساس بالواجب

Kalabalığın arasında, büyük bir minnet duygusunun yanında bir görev olduğunu da hissetti.
وسط الحشود، شعر بامتنان عظيم، لكن أحس بالواجب أيضًا.

Sana söylemedi çünkü onu görev gibi kabullenmeni istemedi.
هي لم تخبرك لأنها لم تريدك أن تجعلها تتخلى عن احساسها بالواجب

Bu konuda vazife icabı kendimi suçlu hissettim...
واعتراني شعورٌ بالذنبِ حيال الأمر لقد اعتراني شعورٌ بالواجب

Her zamanki şeyler işte. Evet ya!
عليك أن تقوم بالواجب ‎- أجل‎, سيدي‎.

"onun cesareti, onun kahramanlık ruhu" ve onun görev aşkı hindistan hava kuvvetlerinin altın mektuplarına tarihi bir olay olarak kaydedilecek.
شجاعته ، روح التضحية و إحساسه بالواجب ستدرج فى سجلات قوات الهند الجوية فى رسائل ذهبية

görev bilinci, bu yalnızca şey olmadığından... Yine de aynı şeyden söz ediyoruz.
انه احساس بالواجب ان جاز التعبير نحن متفقان بشكل كامل حول ذلك

Bunun istemekle ilgisi yok. Bu bir görev.
أنا لا أعتقد بأنه أمر يتعلق بالرغبه و لكنه أمر يتعلق بالواجب

İkimiz de yasa adamı olduğumuza göre yapmamız gereken bir görev var.
وبما إننا كلانا رجال قانون , فنحن نتشارك بالواجب

Sen kuzuları korumayı görev sayıyorsun.
أنت تشعرين بالواجب لحماية الضعيف , وهم لا

O görev başında yaralanmış bir gardiyan, sense Tanrı'yla konuşan bir mahkûmsun.
و هوَ ضابط و قد تأذى أثناء قيامه بالواجب و أنت، سجين معروف عنك أنكَ تتكلّم معَ الرَب

Fakat benim görev anlayışım size verdiğim sözü çiğnememe engel oldu.
لكن شعوري بالواجب لن يدعني أخلف وعدي لكَ

görev aşkı, emirlere uymak ölüme kadar hiç şaşmadan her şeyi yapmak.
الشعور بالواجب إطاعة الأوامر، تتبعهم حتى الموت

Burası deniz birlikleri değil. Uçmak bir görev işidir.
هذه ليس سلاح في البحرية التحليق هو شعور بالواجب

- Downton'a - ...verdiğim için elimden geleni yapmayı bir görev bildim.
أشعرُ بالواجب ، بصرف النظر عن أي شئ آخر أن أفعل ما يمكنني

Muazzam bir görev bilinci vardı.
ظننت بأنه كان يملك شعوراً كبيراً بالواجب

Hayatı sorumluluk olmadan hesap vermek zorunda olmadan, mecburiyet hissi, görev anlayışı onur anlayışı ve pişmanlık olmadan yaşamak güzel olmalı!
لتعيش بلا مسؤوليات ولا حسابات ولاشعورٌ بالإلتزام ولاشعور بالواجب ولا إحساس بالشرف

Birkaç saatliğine onları işin dışında tutabilirsiniz, ama huzursuz olacaklardır sonrasında gerçeklik, vazife duygularını harekete geçirecektir.
يُمكنكعزلهملبضعساعات,ولكن... سيُعارضونويُعارضون... لكن الحقيقة سُتريح إحساسهم بالواجب بما يكفى, بإستثناء واحد

Hırsımın vazife şuurunun önüne geçmesine izin verdim.
جعلت طموحي يتجاوز إحساسي بالواجب.

Her zamanki şeyler işte. Evet ya!
-عليك أن تقوم بالواجب