| Bir fıçı getirdiklerini gördüm ve evde de bir sürü sandalye var. | Open Subtitles | رأيتهم يأتون ببرميل والكثير من الكراسي للمنزل |
| Biz filozoflar için tahtadan bir fıçı bile kâfidir efendim. | Open Subtitles | سيدي,نحن الفلاسفة نقنع ببرميل نقبع به |
| Bak ne diyorum, bu sefer birkaç tanesine haddini bildirirsen ben de Belçika biramı bir fıçı Corona ile değiştiririm. | Open Subtitles | سأخبرك بهذا لو قللت ...من إزعاجك هذه المرة سأستبدل جعتي البلجيكية ببرميل من جعة الكورونا |
| Herif, bir fıçı pirinçle ağzımızı kapattı. | Open Subtitles | أسكتنا ببرميل من الأرز |
| Kısa süre içinde bir partiye dönüştü. Barney fıçı bira bile götürmüştü. | Open Subtitles | وقريباً أصبح الأمر حفلة حتى أن (بارني) أتى ببرميل من البيرة |