| Ama daha ilk problem belirtisinde , onu etkisiz hale getiririm. | Open Subtitles | أصغ ِ، عند الإشارة الأولى لوجود خلل، سأقوم بتعطيل الجهاز. |
| E.M. engelini neden etkisiz hale getiriyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تقوم بتعطيل المانع الكهرومغناطيسي؟ |
| Meteor taşlarının, gemini nasıl etkisiz hale getirdiğini görünce içindeki yolcuya da aynısını yapabileceğini fark ettim. | Open Subtitles | عندما رأيت كيف قامت صخرة النيزك بتعطيل سفينتك إعتقدت أنه قد تفعل نفس الشيء للمسافر |
| Makina dairesindeki biri sistemlerimizi manuel olarak kapattı. | Open Subtitles | أحدهم في قسم الهندسة قام بتعطيل أنظمتنا يدويا |
| Makina dairesindeki biri sistemlerimizi manuel olarak kapattı. | Open Subtitles | أحدهم في قسم الهندسة قام بتعطيل أنظمتنا يدويا |
| Cihazlar için arandığın zaman, elinle vericiyi devre dışı bırak. | Open Subtitles | عندما يفتشوك بحثاً عن أجهزة تصنت يدوياً قم بتعطيل الأرسال |
| Kablo kesiciyle, karmaşık bir alarm sistemini etkisiz hale getiremezsin. | Open Subtitles | أنت لا تقوم بتعطيل نظم الإنذار المتطورة بإستخدام زوج من قواطع للاسلاك |
| Lanet olası, arabanın bilgisayarını etkisiz hale getirmiş. İzleyemiyoruz. | Open Subtitles | ، السافل قام بتعطيل حاسوب السيارة لا يمكننا تعقبها |
| Lanet olası, arabanın bilgisayarını etkisiz hale getirmiş. İzleyemiyoruz. | Open Subtitles | السافل قام بتعطيل حاسوب السيارة لا يمكننا تعقبها |
| Gemiye giden güvenlik kapısını etkisiz hale getirdim. | Open Subtitles | قمت بتعطيل البوابة الامنية والتي تقود للسفينة |
| İçeri girmeden önce alarmı etkisiz hale getirmişler. | Open Subtitles | انهم قموا بتعطيل الإنذار قبل دفع طريقهم فيها. |
| Ya kilidi etkisiz hale getiriyorum ya da şifreyi zaten biliyordum. | Open Subtitles | حسناً، إما أنني قمت بتعطيل القفل أو أنني كنت أعرف رمز الدخول |
| Silah sistemini akıllı bir şekilde etkisiz hale getiriyor ve seyirciler çılgına dönüyor. Hey! | Open Subtitles | مدهش، إنه قام بتعطيل نظام الأسلحة، والحشد سيكون متحمساً |
| Binbaşı Sheppard Yıldızgeçidi operasyonlarına güç veren tek jeneratörü kapattı. | Open Subtitles | الماجور (شيبارد) قام بتعطيل المولد الذي يمد عمليات البوابة بالطاقة |
| - İletişimi ele geçirmeyi başardık ama GPS'i kapattı. | Open Subtitles | تمكنا من تشويش الإتصالات، -لكنه قام بتعطيل (الجي بي أس ). |
| Samaritan bütün hücre bloğunun kameralarını kapattı. | Open Subtitles | (السامري) قام بتعطيل الوسائل الأمنية في مبنى الزنازين بأكمله |
| Android, Marauder'ı kapattı. | Open Subtitles | اندرويد" قام بتعطيل المكوك" |
| Dr. Schrödinger cihazını aktifleştirmek için yan odaya kaçtı ve çıkarken de kontrol panelini devre dışı bıraktı. | TED | دكتور شرودنغر ذهب على عجل للغرفة المجاورة لتفعيل الجهاز وقام بتعطيل لوحة التحكم عند الخروج. |
| Size bunu bir yarısını devre dışı bırakarak göstereceğiz. | TED | و سنظهر لكم هذه الحالة الآن بتعطيل أحد نصفيها. |