| Ama bu sefer yalnız değilsin. Ben yanındayım. | Open Subtitles | عدا هذه المرة أنكِ لستِ لوحدكِ فانا بجانبكِ |
| Hayır, umursuyorum. Ve hep senin yanındayım. Birlikteyken... doğal afet gibiyiz. | Open Subtitles | كلاّ، بالطبع أنا مهتم وأنتِ تعلمين بأنّني سأكون بجانبكِ نحن ثنائي من قوى الطبيعة |
| Bu senin kavgan bebeğim ama ben senin tarafındayım. | Open Subtitles | لا، إنها معركتك يا حبيبتي لكنني بجانبكِ |
| Bu senin kavgan bebeğim ama ben senin tarafındayım. | Open Subtitles | لا، إنها معركتك يا حبيبتي لكنني بجانبكِ |
| Her sabah Yanında uyanmak ve her akşam Yanında uykuya dalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أستيقظ من النوم بجانبكِ بكل صباح، وأنام بجانبكِ بكل ليلة. |
| "yanına oturduğumda ne kadar güzel kokuyorsun. Dişlerin..." | Open Subtitles | وتفوح منكِ رائحة طيبه ..حين أجلس بجانبكِ وأسنانك |
| Phoebe, eğer benimle konuşmak istersen, Ben buradayım. | Open Subtitles | فيبي، إن أردتِ الحديث عن الأمر، فأنا بجانبكِ |
| Eğer bize ihtiyacın olursa her zaman yanındayız. Dışarısı çok sessiz gözüküyor. | Open Subtitles | و سنكون بجانبكِ إن إحتجتِ إلينا في أي وقت إن الوضع أشبه بفيلم "تمبلويدز" في الخارج فيلم أمريكي في فترة التسعينات |
| Bence bebeğiniz ve sizin için gerçekten yanınızda olmak istiyordu. | Open Subtitles | أظنه أراد التواجد بجانبكِ وطفلكما |
| Doğru olan şeyi yapmaya çalışıyorum çünkü bugün seninle birlikte dönüştüğüm adam tam da bu. | Open Subtitles | أنا أحاول القيام بالأشياء الصحيحة لأنني الرجل الذي تغير بجانبكِ |
| Neye ihtiyacın varsa yanındayım çünkü biz arkadaşız. | Open Subtitles | سأكون بجانبكِ , لأي شيء تريدينه , لأنّنا أصدقاء |
| Ben yanındayım tatlım, tamam mı? Seni buradan çıkartacağım. | Open Subtitles | أنا بجانبكِ يا عزيزتي، سأخرجكِ من هنا |
| Ben yanındayım Gretchen. | Open Subtitles | أنا هُنا بجانبكِ , يا (غريتشن) , حسناً ؟ |
| Hâlâ senin tarafındayım. | Open Subtitles | أنا مازلت بجانبكِ |
| Senin tarafındayım, tamam mı? | Open Subtitles | أنظري ، أنا بجانبكِ ، أتفقنا؟ |
| Senin tarafındayım biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلمين أنني بجانبكِ ، صحيح ؟ |
| Yanında olmadığımda kendini eksik hissetmemen değil de aslında seni korkutan biri miyim? | Open Subtitles | ليس الأمر فقط، بأنني عندما أكون بجانبكِ تشعري بالنقص ولكنني شخص يجعلكِ تشعُري بالخوف و الرُعب |
| Ve bir gün tekrar karşılaşacağız ölene kadar senin Yanında olacağım. | Open Subtitles | وربما في إحدى الإيام سنعود لبعضنا البعض مجدداً وسأكون بجانبكِ إلى أن أموت |
| Doktor, neredeyse yanına gelebilecek durumda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و الطبيب قال أنه مشافى كفاية حتى يكون بجانبكِ |
| Bu yüzden, ayağa kalkıp yanına uzandım ve yanıbaşındaki lambayı açtım. | Open Subtitles | لذا جلست, وإقتربت منكِ... وأضئت الضوء الموجود بجانبكِ |
| Ben de "Bebeğim, ben buradayım sana bir şey olmayacak." | Open Subtitles | : و أنا جاوبتها "حبيبتي ، أنا بجانبكِ تماماً ، ستكونين على ما يرام " |
| Ben her zaman buradayım. | Open Subtitles | سأكون هنــا دائماً بجانبكِ |
| Hep yanındayız. | Open Subtitles | بجانبكِ تماماً - هذا صحيح - |
| Buradayız, Prue, yanındayız. | Open Subtitles | نحن هنا ( برو ) بجانبكِ |
| Bence bebeğiniz ve sizin için gerçekten yanınızda olmak istiyordu. | Open Subtitles | أظنه أراد التواجد بجانبكِ وطفلكما |
| Böyle güzel konuşmaya devam edersen oraya seninle birlikte ulaşırım. | Open Subtitles | استمري في كلامك المعسول وسأقفز على هذا السرير بجانبكِ |