| Biliyorsun ki, oldukça hastasın ve bu hikayeyi oldukça ciddiye alıyorsun. | Open Subtitles | تعلم أنك مريض جدا و أنت تأخذ هذه القصه بجديه شديده | 
| Evet arkadaşım çalışıyoruz burda Biz ciddiye alıyoruz bu işi | Open Subtitles | حسنا , نحن نعمل هنا , بعضنا يأخذ الأمور بجديه | 
| - Cidden, ben burada ölüyorum. - Kaderini tersine çeviremem. | Open Subtitles | بجديه , أنا أحتضر هنا لا يمكننى عكس مصيرك | 
| Cidden dostum, sendeki bu sıkıntılı durum endişe uyandırıyor. | Open Subtitles | بجديه يا رجل هذا يفعل العجائب بالموقف المتوتر | 
| Beni utandırıyorsun. Senin için üzülüyorum. Çok ciddiyim. | Open Subtitles | انت تحرجني اشعر بالاسى عليك, اتكلم بجديه | 
| Bana bu araba hakkında ciddi bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | اخبريني هل لا يوجد شيء غريب بجديه حيال هذه السياره؟ | 
| O insanlar Deccal'i doğurduklarını iddia ettiklerinde aklı selim kimse onları ciddiye almadı. | Open Subtitles | حتى أولئك الذين إدعوا أنهم أنجبوا الدجال فلم يأخذ أي عاقل كلامهم بجديه | 
| Ölümü ciddiye almadığımı nasıl söyleyebilirsin? | Open Subtitles | كيف بمكن أن تقولي أني لم أخذ مصرعها بجديه | 
| Baya ciddiye almıştı. Etraftakileri çeşitli suçlardan tutukladı. | Open Subtitles | أنه يأخذ الموضوع بجديه يقوم بالقبض على الأقارب بسبب الجرائم | 
| Polis her ihbarı son derece ciddiye alıyor. | Open Subtitles | انهم يأخذون هذا التهديد على حياتها بجديه كبيره | 
| Aslında, kaderi ciddiye alan sadece bir kişi daha tanıyorum. | Open Subtitles | صدقاً، اعرف شخص اخر يتعامل مع القدر بجديه | 
| - Bu nedenle onu ciddiye almalısın. - Bu şeyleri bilen uzmanlarımız var. | Open Subtitles | وهذا هو سبب لكى تأخذ الأمر بجديه لدينا خبراء يعرفون هذه الأشياء | 
| Cidden diyorum bakın, kayak takımımdaki çocuk, geçen yaz kampa giden bir kızı tanıyor ve Balıkçıyı görmüşler. | Open Subtitles | بجديه,الشاب الذي معي بالفريق يعرف تلك الفتاه التي ذهبت للتخييم الصيف الماضي وشاهدوا صائد السمك | 
| Bak, Cidden. | Open Subtitles | أنظر ، بجديه ، انه يومك الأول على الاطلاق | 
| Cidden, benimle ne zaman buluşabilirsin? | Open Subtitles | حسنا .. بجديه كيف يمكنك ان تقابلنى قريبا | 
| Şaka değil Cidden mayak mısın sen,ha? | Open Subtitles | بدون مزح اتحدث بجديه هل أنت مجنون ، ماذا؟ | 
| ciddiyim Mike, gerçek bir hayalet görmek istersem en uygun yer neresi olur? | Open Subtitles | ولكن بجديه مايك, إذا أردت رؤية شبح حقيقي فأي الأماكن الأفضل؟ | 
| ciddiyim Mike, gerçek bir hayalet görmek istersem en uygun yer neresi olur? | Open Subtitles | ولكن بجديه مايك, إذا أردت رؤية شبح حقيقي فأي الأماكن الأفضل؟ -مكان مضمون؟ | 
| Norman, ciddiyim, bodrumda çok zaman harcıyorsun. | Open Subtitles | نورمان بجديه إنك تمضي الكثير من الوقت في القبو | 
| Bu herif ciddi anlamda güvenli bir yerde bulunan biriyle konuşuyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يتحدث الى شخص ما بجديه يحتاج الى بيئه أمنه | 
| Carl'ın ciddi olarak bu adamı incitecek bir şey yapacağını düşünmüyorsun herhalde? | Open Subtitles | حسناً ، انت لا تعتقد ان "كارل" يفكر بجديه لايذاء هذا الرجل | 
| - Gerçekten mi? | Open Subtitles | 17,396 بجديه ؟ - نعم - بجديه ؟ | 
| Sabahın dördünde ciddiyetle yola koyulduğumuzda anlamlı gözükmüştü. | Open Subtitles | لقد بدو هادفين بقدر ماكنا عليه عندما بدأنا رحلتنا بجديه كامله في الرابعة صباحا |