| Arife günü, saat beşten sonra bütün beyaz polisler kutlamalara gitmiş olacak. | Open Subtitles | بحلول الخامسة من ليلة رأس السنة كل شرطة البيض سيكونون خارج الحفلات |
| Paskalya'ya dek 10.000 libre değil, 12.000 libre ağır su istiyoruz. | Open Subtitles | بحلول عيد الفصح لن يكون لدينا 10000 باوند من الماء الثقيل و لكن 12000 من الماء الثقيل |
| Yarından itibaren, ...BM delegeleri korunma için çığlık atmaya başlayacaklar. | Open Subtitles | بحلول غداً مندوبين الأمم المتحدة سوف يصرخون من أجل الحماية |
| Ev yazısıyla ilgili malzeme. Litvack yarın öğlene kadar 2000 kelime istedi. | Open Subtitles | هذه مقاطع فيديو عن القصة السكنية.ليتفاك تريد 2000 كلمة بحلول الظهر غداً. |
| Şimdi, bir kaç sene içinde, 2015'e kadar, transistörleri çok küçülteceğiz. | TED | الآن،و في غضون سنوات قليلة، بحلول عام 2015،سوف تتقلص الترانزستورات كثيرا. |
| Onlar yeni bir koç bulduğunda takım çoktan çürüyüp gitmiş olacak. | Open Subtitles | الفريق سوف يخسر تماما بحلول الوقت الذي يجدون به شخصا ما |
| ve kümeler oluşturmaz. 1907 yılında, Doktorlar küçük miktarlardaki kanı nakletmeden önce | TED | بحلول عام 1907، كان الأطباء يمزجون كمياتٍ صغيرة من الدم قُبيل نقله. |
| saat 11'de bir anlaşma imzalayacağım. Planları bana 8 gibi getir. - Yapamam. | Open Subtitles | .سأوقع الصفقة في الحادي عشر صباحًا .أحضر لي المخططات في بحلول الساعة الثامنة |
| Bana söz ver, saat 12:30 da beni almaya geleceksin. Söz ver bana. | Open Subtitles | فقط عدينى بأنكِ تكونين هنا بحلول الثانية عشر و النصف وسوف ننتهى ذلك |
| Parça elimize birkaç saat önce geçti, sanırım yarın akşama kadar halletmiş oluruz. | Open Subtitles | إستلمنا القطعة قبل ساعتين، لذا سنكون قادرين على تركيبها بحلول نهاية يوم غدٍ. |
| Bahara dek burada yiyip içeceğiz. | Open Subtitles | سنأكل خيرات المكان فى وقت الفراغ وسنتركه جاف بحلول الربيع. |
| Nisan ortasında İngilizleri, başladıkları noktaya dek püskürttü. | Open Subtitles | بحلول منتصف شهر أبريل كان قد أعاد البريطانيين للنقطه التى بدءوا منها |
| 1630'lardan itibaren Amsterdam önemli bir liman ve ticaret merkeziydi. | TED | بحلول العام 1630 كانت أمستردام ميناءا ومركزا تجاريا مهما. |
| Salı'dan itibaren eyalette seni tanımayan kalmayacak. | Open Subtitles | بحلول يوم الثلاثاء كل شخص في الولاية سيعرفك |
| Onlar da bizi hazineye boğsun. Böylece yarın şehirden ayrılırız. | Open Subtitles | سوف يعطوننا جائزه كبيره و سوف نغادر المدينه بحلول الغد |
| Bizi neden buraya sevkettiklerini hâlâ bilmiyorum Noel'e kadar savaşın biteceğini duymuştum. | Open Subtitles | لا أعلم لم أرسلونا هنا سمعت أن الحرب ستنتهي بحلول أعياد الميلاد |
| Farkında değilken oluyor. Farkına vardığında çoktan benim gibi olmuş oluyorsun. | Open Subtitles | يحدث ذلك عندما تشيحين بنظركِ، ويُصبح هويّتكِ بحلول وقت إدراككِ ذلك. |
| Sana gece yarısından önce evde olacaksın demedim mi ben? | Open Subtitles | أخبرتُك للحُصُول على بيتِ حمارِكَ بحلول منتصف الليل، أليس كذلك؟ |
| 2016'da 5000 öğrenci ile, bu model ekonomik olarak sürdürülebilir. | TED | مع 5000 طالب بحلول العام 2016 هذا النموذج مستدامٌ مالياً. |
| 2015 itibariyle, dünya üzerinde üç milyar akıllı telefon olacak. | TED | بحلول 2015، سيكون هناك ثلاث مليار هاتف ذكي في العالم. |
| Bugün biliyoruz ki, 2030'a kadar dünyadaki çocukların yarısı öğrenmekte başarız olacak. | TED | نعرف اليوم: بحلول العام 2030 سوف يفشل نصف أطفال العالم في التعلّم. |
| gün batımına kadar her şey hazır olduktan sonra bedel önemli değil. | Open Subtitles | الثمن لا علاقة له. إن كان كل شيء جاهز بحلول وقت الغروب. |
| Bu gidişata göre 2024'te bizden %50 daha büyük olacak. | TED | وبالمعدّل الحالي، سيفوق ناتجنا بالنصف بحلول 2024. |
| ve eğer hidrojeni de buna dahil etmeye başlar isek ithalattan hızlıca kurtulabilir ve 2040 larda petrolden tamamen kurtulabiliriz | TED | و اذا بدأنا باضافة القليل من الهايدروجين هناك، سنتخلص سريعا من الواردات و بصورة كاملة من النفط بحلول عام 2040 |
| Bak, sabah 7'ye kadar, kopyaların tamamlanmış olması gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | استمع، يجب ان ننتهي من المخططات بحلول السابعه صباحاً، حسناً ؟ |