| Bir kampanya başlatıp insanları bu fikirle bir araya getirmemiz gerek. | TED | علينا أن نقوم بحملة تجعل الناس ينخرطون مع هذه الفكرة. |
| O kadar zamanda bir kampanya ortaya sürmek... Stresin kalbine ne yapacağını kim bilebilir? | Open Subtitles | الانخراط سوية بحملة بهذا الوقت القليل من يعلم مدى الضغط الذي سيعانيه قلبك ؟ |
| O sabun kampanyasını Sterlıng Cooper'a almanız lazım. | Open Subtitles | يجب عليك بأن تشترك بحملة صابون لوكس الدعائية مع شركة سترلينج كوبر |
| Biz, çalışanlar HAYIR kampanyasını yaptık siz patronlarsa EVET kampanyasını. | Open Subtitles | NO أن الموظفين من قاموا بعمل حملة YES و ان الرؤوساء قاموا بحملة |
| 1952 yılında eski Müttefik Başkomutanı General Dwight D. Eisenhower, Truman'ın yerine geçmek üzere seçim kampanyasına girişti. | Open Subtitles | في عام 1952 قام الجنرال دوايت ايزنهاور، القائد الأعلى السابق لقوات الحلفاء بحملة إنتخابية ليخلف ترومان |
| Oh, bunlar da Hunt'ın bağlantılı olduğu 1952 Eisenhower kampanyasıyla ilgili şeyler. | Open Subtitles | هذه بعض الأشياء المتعلقة بحملة آيزنهاور الإنتخابية في 1952 و كان هنت مرتبطا بها |
| Paranoyak gibiydi. "Böyle büyük bir kampanya için çok mu deneyimsiz acaba?" diye düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لدرجة بدأتُ أتساءل إن كانت قليلة الخبرة للقيام بحملة كبرى. |
| Beraber bir plan oluşturdular ve sonucunda Millî Park Servisi'nin 1916'da kurulmasını sağlayan bir kampanya başlattılar. | TED | ووضعوا معًا خطة، وقاموا بحملة أدت في نهاية الأمر إلى "ناشيونال بارك سيرفرس" في عام 1916. |
| araştırıyor ve raporluyoruz. Daha sonra sistemi değiştirmek için yoğun kampanya yapıyoruz. | TED | ثم نقوم بحملة قوية لتغيير النظام نفسه . |
| kampanya yapmıyordu. Randevulaşıyordu, aslında. | Open Subtitles | انه لم يكن يقوم بحملة انه كان يواعد |
| Yapmamız gereken yüzde 90'lık kısmı bir araya getirip ahlak ve sorunlar üzerine temiz bir kampanya yürüterek seçimi kazanmak! | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو التماشي مع ال 90% الأخرى و أيضاً أن ندخل بحملة شريفة نتحدث فيها عن مشاكل و القاضيا و لربما نفوز |
| Çünkü ipler muhalefetin elinde, Peggy ve Coleman, masum birkaç fotoğrafa dayanan lekeli bir kampanya olsa da beni kötü duruma sokmak için elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | لأن الموضوع بين ايدي الخصم, بيغي و هو سيقوم بفعل كل ما يتطلبه الأمر كي يقوم باسقاطي و حتى و إن كان ذلك يعني قيامه بحملة تشويه |
| "Güvenilirlik" kampanyasını sunsaydın... | Open Subtitles | إذا قد قمت فقط بإعلامهم بحملة الأصالة.. |
| Sunkist nihayet 8 milyon dolarlık televizyon kampanyasını kabul etmiş. | Open Subtitles | "صنكِست" أخيرًا رحبت بحملة تلفزيونية بميزانية 8 ملايين دولار. |
| Reston'ın kampanyasını birşeyle mi suçluyor.. | Open Subtitles | هل أنت متهم بحملة ريستون |
| Bunun Kitty'nin kampanyasını etkilemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الإضرار بحملة "كيتي" |
| Benim için Kerry'nin kampanyasını aradın mı? | Open Subtitles | هلا اتصلتِ بحملة (كيري) من اجلي؟ |
| Ne kampanyasına bağış yapanlara samimiyetsiz sözler verirdi... ne muhabirin sorduğu sorulara kaçamak yanıtlar uydururdu... ne de seçmenlerine yalan vaatlerde bulunurdu... | Open Subtitles | سواء كان منافقاً في وعده بالقيام بحملة تبرّع أو المراوغة الماكرة عند سؤال المراسل |
| Garip olan da bu, karınızın kampanyasına desteklerini düşününce. | Open Subtitles | مما يجعل الأمر غريباً اهتمامهم بحملة زوجتك |
| Yeni ve heyecan verici bir reklam kampanyasıyla. Daha karar vermedim bile! | Open Subtitles | سأقوم بحملة إعلانية جديدة ومثيرة حتى أنني لم أفكر بها بعد |
| Senatörün kampanyasıyla bağlantın olmayacak artık. | Open Subtitles | لن تربطكِ أية صلة بحملة النائبة مُجددًا |