| İnsanlar her zaman yeni bir hayatın hayalini kurar ve bunu gerçekleştirebilirler mi? | Open Subtitles | هل يحلم البشر بحياةٍ جديدةٍ بالكامل؟ ويحققون ذلك الحلم؟ |
| Bu yoldan gidersen, bizim yolumuzdan pek uzun bir hayatın olmaz. | Open Subtitles | إن استمريتي بهذا الطريق طريقنا إنها ليست بحياةٍ طويلة |
| Sen gidersin, bir hayatın var senin. | Open Subtitles | يمكنكَ أن تذهب يمكنكَ أن تحظى بحياةٍ |
| Mahkûmlar hiçlikten, bir hayata bakmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | ينتقلُ السجناء من امتلاكهِم لا شيء إلى الاعتناء بحياةٍ ما |
| Kocasıyla yeni bir hayat yaşamayı taahhüt etmiş ve bu hayata dair anlamlı bir şey yaşamak istiyor. | Open Subtitles | لقد التزمت بحياةٍ جديدةٍ مع زوجها وتريد خوضَ تجربةٍ واحدةٍ ذات معنى في حياتها |
| Dinle Tim, Diane Wittlesey'in kolay bir hayatı olmadı. | Open Subtitles | اسمَع الآن يا تيم، لَم تَحظى دايان ويتلسي بحياةٍ سَهلَة |
| Beni bırakmazdın, iyi bir baba olurdun güzel bir hayatımız olurdu beraber yaşlanıp ölürdük herkes bizim ne kadar da şanslı olduğumuzdan ve benim çok akıllıca bir seçim yaptığımdan bahsederdi. | Open Subtitles | ولن تتركني، وستكونُ اباً مثالياً.. ونحنُ سنحظى بحياةٍ رائعة، ونكبرُ ونموتُ معاً، |
| Çocuklarla, normal bir hayatın var. | Open Subtitles | يتسنّى لكَ أن تحظى بحياةٍ طبيعيّة فيهاأطفالو... |
| Tamam. Tanıştığıma sevindim. Mutlu bir hayatın olsun. | Open Subtitles | حسنٌ، تشرفتُ بكَ، تمتع بحياةٍ جيدة. |
| Burada harika bir hayatın olabilirdi. | Open Subtitles | يمكنك أن تنعم بحياةٍ مذهلة هنا. |
| Burada güzel bir hayatın var oğlum. | Open Subtitles | أنتَ تحظى بحياةٍ جميلةٍ هنا يا بُنيَّ |
| Çok güzel, umarım her zaman hayatın böyle güzel olur. | Open Subtitles | جميل، أتمنّى أن تحظى دوماً بحياةٍ جيّدة |
| Güzel bir hayatın oldu, Henry. | Open Subtitles | (لقد حظيت بحياةٍ رائعة، (هنري |
| Şunu diyorum yani; seni sıradan biri gibi gösterecek ve gizleyecek, ikinci bir hayata ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا أقول إلّا أنّ عليكَ أن تحظى بحياةٍ ساترة، شيء يجعلكَ تبدو طبيعيًّا |
| Şunu diyorum yani; seni sıradan biri gibi gösterecek ve gizleyecek, ikinci bir hayata ihtiyacın var. | Open Subtitles | لا أقول إلّا أنّ عليكَ أن تحظى بحياةٍ ساترة، شيء يجعلكَ تبدو طبيعيًّا |
| Yeni bir hayata başlaması gerektiğini fark etmiş bensiz bir hayata. | Open Subtitles | قالت أنّها أدركَتْ حاجتها للبدء بحياةٍ جديدة... مِن دوني. |
| "Tanrım, merak ediyorum gerçek bir hayata sahip olmak nasıl bir şeydir acaba?" | Open Subtitles | "يا إلهي، أتساءل كيف يبدو أن تحظى بحياةٍ حقيقية؟" |
| hayata gözlerimi burada açtım. | Open Subtitles | لقد ولدتُ هنا بحياةٍ |
| Zengin, zeki, ona iyi davranıyor. Onunla birlikte harika bir hayatı olacak. | Open Subtitles | إنّه ثريّ، وذكيّ، ويعاملها جيّداً ستحظي معه بحياةٍ رائعة |
| Ondan uzak durma sözünü tutarsan iyi bir hayatı olabilir. | Open Subtitles | حافظ على وعدك، ابتعد عن المشاكل فيمكنها أنْ تحظى بحياةٍ طيّبة |
| Harika bir seks hayatımız var. | Open Subtitles | إنّنا نحظي بحياةٍ جنسيّة رائعة |