| İnsanlar bana kendi kartlarını almaya ve kendi kartlarını yapmaya başladılar. | TED | بدأ الناس يشترون بطاقات بريدية خاصة بهم ويجعلونها بطاقات بريدية لهم. |
| Çok geçmeden, insanlar E=mc² güneşe güç verebiliyorsa, bunu yeryüzünde güç üretmek için kullanabilir miyiz diye düşünmeye başladılar. | Open Subtitles | وعمّا قريب، بدأ الناس في التفكير إن كانت المعادلة تسوق قوّة الشمس، فهل يمكننا استخدامها لتوليد طاقة على الأرض؟ |
| Sonraki üç ay boyunca, şehirdeki insanlar açlıktan ölmeye başladı. | Open Subtitles | على مدار الشهور الثلاثة التالية بدأ الناس بالمدينة بالتضّور جوعاً. |
| Başkanın konvoyu geldiğinde insanlar iteklemeye başlamış. | Open Subtitles | عندما جاء موكب الرئيس, و بدأ الناس بالتدافع |
| Hiç kimse yanıma yaklaşmıyor. Burada hiç şansım yok. Beni çıkarmak zorundasın. | Open Subtitles | بدأ الناس يبتعدون عني بالفعل سوف أموت هنا، يجب أن تخرجيني من هنا |
| Dünyadaki insanlar Kira'dan korkarken bazıları da onun tarafını tutmaya başlar. | Open Subtitles | بدأ الناس حول العالم يخافون من كيرا بينما هناك آخرون يشجعونه |
| İşte bu günlerde insanlar aile hayatını, aile kurumlarını hiçe saymaya başladı. | Open Subtitles | أترين؟ , لقد بدأ الناس هذه الأيام باحتقار الحياة العائلية والنظام العائلي |
| İnsanlar bir eşelemeye başladı mı çıkan pisliğe şaşırır kalırsın. | Open Subtitles | إذا بدأ الناس بالتحري فقد تفاجئك القذارات التي قد يجدونها |
| İnsanlar yeni bir favorin olduğunun farkında. - Bundan hiç memnun değiller. | Open Subtitles | بدأ الناس يلاحظون أنه أصبح لديك شخص مفضل جديد، وليسوا سعداء بذلك |
| O zaman insanlar hissetmeye başladılar, bu sefer yeni bir şey oluşuyor. | TED | ثم بدأ الناس يشعرون أن ثمة شيئا جديدا يحدث، |
| Bu 1800'lerin sonunda insanlar Montana gibi yerlere yerleşmeye başladıkları zaman başladı. | TED | حسناً .. ان الامر بدأ منذ عام 1800 عندما بدأ الناس يقطنون أماكن مثل مونتانا |
| İnsanlar videolarını koymaya başladılar. | TED | بدأ الناس بتحميل أشرطة الفيديو الخاصة بهم. |
| İnsanlar dinazorların özel olduğu fikrini benimsemeye başladı. | TED | لقد بدأ الناس يستوعبون فكرة ان الديناصورات كائنات مميزة |
| Başkanın konvoyu geldiğinde insanlar iteklemeye başlamış. | Open Subtitles | عندما جاء موكب الرئيس, و بدأ الناس بالتدافع |
| Hiç kimse yanıma yaklaşmıyor. Burada hiç şansım yok. | Open Subtitles | بدأ الناس يبتعدون عني بالفعل سوف أموت هنا، يجب أن تخرجيني من هنا |