| O yetimhanede sıkışmış olduğun anı, ve buradan çıkıp gitmen yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | بشأن كونك عالقاً هُناك بدار الأيتام ذلك والخروج من هُنا لن يُساعدك |
| Bozuk parayı kaybetmemin ardından bana yetimhanede verdiğin sakız ambalajıyla aynı marka. | Open Subtitles | إنها نفس ماركة تلك العلكة الني أعطيتيني إياها بدار الأيتام بعدما فقدت عُملتنا المعدنية |
| Orada değilsin. yetimhanede değilsin. | Open Subtitles | أنت لست هُناك ، لست مُتواجداً بدار الأيتام |
| Lucy bana "teoriniz"den bahsedince yetimhaneyi aradım ve gizli bilgilere ulaştım. | Open Subtitles | "مركز شرطة "توين بيكس"" عندما أخبرتني "لوسي" بنظريتكما، اتصلت بدار الأيتام وتخطيت قيودهم. |
| yetimhanede Abla'yla olan bir çocuktu. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كان هو الرجل الذي مع " نونا " بدار الأيتام |
| O bok kokan yetimhanede çürürken... | Open Subtitles | تتعفنان بدار الأيتام المقرف ذاك! |