Son 24 saat içinde, yüzeye 10 gezi düzenlemissiniz. Hepsi de izinsiz. | Open Subtitles | قمت بـ10 رحلات إلى السطح في الساعات الـ24 الماضية، كلها بدون إذن |
Burada izinsiz bir şeyler var. İzin kağıtlarını görmem gerek. | Open Subtitles | توجد أشياء هنا بدون إذن عليّ أن أراجع ملفاتهم |
Peder Donlan'ın izni olmadan, herhangi bir görsel kaydı... koymak istemedim. | Open Subtitles | حسنا, لايسمح لي أن أعطيكم هذه السجلات بدون إذن الأب دونالد |
Ve bunu ona, babasının izni olmadan veremem. | Open Subtitles | لن أشعر بالراحة إذا طلبت منها ارتداؤه بدون إذن أبيها |
Ve bir dahaki sefere ehliyetin ve iznim olmadan arabamı aldığında polisleri arayacağım. | Open Subtitles | في المرة القادمة عندما تأخذ سيارتي بدون إذن او رخصة قيادة سأبلغ الشرطة |
Jessica Miranda Cayle hiç sormadan evden bırakmayın, | Open Subtitles | جيسيكا ميراندا كايل لا تغادري المنزل بدون إذن أبداً |
- Porter firar etmiş, komutanım. | Open Subtitles | -ذهب "بورتر" بدون إذن يا سيدي |
Hayır, efendim. Sadece izin almadan kazanç sağlamak amaçlı onları sergiliyoruz. | Open Subtitles | لا يا سيدي ، نعرضها من أجل الربح فحسب بدون إذن |
İngiliz Adaları, BM'in özel kararı olmadan atom silahlarını elde edemez. | Open Subtitles | حسناً ، لا يمكن لبريطانيا استعمال الأسلحة النووية ، بدون إذن خاص من الأمم المتحدة |
İzinsiz ödünç aldım ama geri getirmeye niyetliydim. | Open Subtitles | لقد استعرته فقط بدون إذن ولكني نويت أن أعيده |
Üzgünüz, o gerekiyordu değil izinsiz yapmak. | Open Subtitles | . أعتذر ، لا يفترض به أن يفعل هذا بدون إذن |
Buraya izinsiz giriş yapamazsınız. Bakın, sizi çok iyi anlıyorum, ama ben buraya davet edildim. | Open Subtitles | لا يحق لك الحضور هنا بدون إذن أنا أتفهم ذلك، ولكن لقد تمت دعوتي إلى هنا |
Buraya izinsiz giriş yapamazsınız. Bakın, sizi çok iyi anlıyorum, ama ben buraya davet edildim. | Open Subtitles | لا يحق لك الحضور هنا بدون إذن أنا أتفهم ذلك، ولكن لقد تمت دعوتي إلى هنا |
Onu buraya izinsiz getirdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك جلبته إلى هنا بدون إذن |
Şef, sahibinin izni olmadan bir eve giremeyiz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، لا يمككنا دخول المنزل بدون إذن المالك. |
Devletin izni olmadan yapamam, bana o izni alman lazım. | Open Subtitles | لا يُمكنني إدخالها بدون إذن من الحكومة، أريدكَ أن تجلب لي هذا الإذن. |
Kral'ın izni olmadan ordu kurmanın vatan hainliği olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | تعلمين بأن هذا الأمر يعد خيانة إعداد جيش بدون إذن من الملك؟ |
Ne polis, ne basın, ne de hücredeki çocuklarla, kimseyle iznim olmadan konuşmayacaksın. | Open Subtitles | لا مع الشرطة, ولا مع الصحافة, رفاقك فى الزنزانة لا أحد بدون إذن منى أتفهم؟ |
Size iznim olmadan insanlarla takılmanız konusunda ne demiştim? | Open Subtitles | ماذا قلت لك عن إستضافة الناس بدون إذن مني؟ |
benim iznim olmadan hastaneden çıkamazsın. | Open Subtitles | لا يُمكنك مُغادره هذه المُستشفى بدون إذن منّي |
Size sormadan eşyalarınıza dokunmam kabalıktı. | Open Subtitles | لكم هي وقاحة مني أن ألمس متاعك بدون إذن |
- Porter firar etmiş, komutanım. | Open Subtitles | -ذهب "بورتر" بدون إذن يا سيدي |
Olur da izin almadan büroma adım atarsan mesleğine Alaska'da gümrük görevlisi olarak devam edersin. | Open Subtitles | و لو خطوت خطوة في مكتبي ثانية بدون إذن مني سأنظر في أمرك لتمضي ما تبقى |
Belki, ancak mahkeme kararı olmadan, onu kendi iradesine dışında tutacak hiçbir yasal yetkiniz yok. | Open Subtitles | ربما، لكن بدون إذن محكمة ليس لديك الحق القانوني لتحبسته ضد رغبته |
Altı gün oldu ve ben ikidir izin kullanıyorum. | Open Subtitles | منذ ستة أيام وتغيبت بدون إذن مرتين |