| 2013'de ilk kez, bir merkez yerine Sughar Hub'ı faaliyete açtık. | TED | في عام ٢٠١٣م دشنا أول ملتقى سوجار بديلاً عن المركز | 
| Irk, hastanın iyileşmesi için gerekli ölçümlerin yerine geçemeyebilir. | TED | فالعرق لا يمكن أن يكون بديلاً لهذه التدابير السريرية المهمة من غير التضحية بصحة المريض. | 
| - Tamam, yedek olarak gelirsin, ama atlamazsın. - Gidelim, evlat. | Open Subtitles | حسن ، ستكون بديلاً ، ستتمرن لكن لن تشترك بالإستعراض | 
| Hayır. Blok Zinciri kullanıcılar arasında güven doğurmuyor; sadece güvenin daha yeni, hatta daha az şeffaf bir şekilde yerini alıyor. | TED | قواعد البيانات المتسلسلة لا تخلق الثقة بين المستخدمين، بل تمثل بديلاً ذا منحى جديد عن الثقة، بل بطريقة أقل شفافية. | 
| Bunu yapmak için birim boyutları kısıtlı olan cam dışında bir alternatif bulmamız gerekiyordu. | TED | ولكي نقوم بهذا .. كان يتوجب علينا ان نستخدم زجاجاً بديلاً والذي كان محدوداً جداً تبعاً للاحجام التي كنا نطمح إليها | 
| Ama annenin, benden para koparmak için seni arayan bir dolandırıcı olduğunu söylemek pek de iyi bir seçenek değildi. | Open Subtitles | ولكن إخبارك أن والدتك كانت مجرمة بحثت عنكِ فقط من أجل غرض واحد وهو الحصول على المال مني لم يكن هذا بديلاً جذاباً | 
| Bu şehirde hayaları olan tek bir dublör bile kalmadı mı yani? | Open Subtitles | ألا يوجد هناك ممثلاً بديلاً واحداً متبقّي في هذه البلدة ولديه خصيتان ؟ | 
| yerime geleni seçtiklerinde Lupin davasını bırakacağız. | Open Subtitles | حالما يجدون بديلاً عني سوف نترك هذه القضية | 
| Kimsenin yedeği olmak istemiyorum, özellikle de o rezil pezevengin. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون بديلاً مسرحياً لأي أحد خصوصاً ذلك القوَّاد الصغير | 
| Farz edelim ki yapay yer fıstıkları yerine... ...bu küçük, tatlı çikolataları... ...alalım. | TED | و الآن افترضوا أنه بدل القطع الصغيرة للستايروفوم، أخذنا قطع شوكلاته صغيرة و جميلة و كانت بحوزتنا بديلاً. | 
| Kahvenin yerine iyi gider diye düşündüm. | Open Subtitles | أجل. خلته سيكون بديلاً لطيفاً عن القهوة. | 
| Efendim, eğer bana bağırmayı keserseniz, yerine bir tane bulacağıma eminim. | Open Subtitles | سيدي، إن توقفت عن الصياح في وجهي، استطعت إيجاد بديلاً. | 
| Aslında, yerine ortağı ile konuştum. | Open Subtitles | في الواقع، تحدثت إلى شريكه في العمل بديلاً عنه | 
| Ama ya bu işe gülümsemek yerine, alerji oluyorsanız? | Open Subtitles | ماذا إن كان الطفح الجلدي بديلاً للابتسامة؟ | 
| Belki etraftaki araçlardan yedek parça bulursun. | Open Subtitles | لربّما يمكنك أن تجد بديلاً في إحدى تلك السيارات. | 
| Beni bu kıyak yedek öğretmenlik işinden vazgeçirdin. | Open Subtitles | لقد أخرجتني من هذا الفصل. أن تكون مدرّساً بديلاً يا لها من مهنه حمقاء. | 
| Bir köpek, insanın yerini doldurmaz. | Open Subtitles | أتعلمون، الكلاب لا يمكنها أن تكون بديلاً للإنسان | 
| Ve bu onlar daha iyi bir alternatif bulana kadar devam edecek. | TED | وهذا ما سيحدث إلا إذا امتلكوا بديلاً أفضل. | 
| Ama annenin, benden para koparmak için seni arayan bir dolandırıcı olduğunu söylemek pek de iyi bir seçenek değildi. | Open Subtitles | ولكن إخبارك أن والدتك كانت مجرمة بحثت عنكِ فقط من أجل غرض واحد وهو الحصول على المال مني لم يكن هذا بديلاً جذاباً | 
| Harika bir dublör olabilirsin! | Open Subtitles | يمكنك أن تكون ممثلاً بديلاً عظيماً | 
| Razı oldum çünkü dairemin önündeki yanmış ampülü değiştirmek için yenisini getirmiştin, hatırladın mı? | Open Subtitles | بلفعلتهالأنكأتيتومعك مصباح.. بديلاً عن المصباح الذي احترق في الرواق أمام شقّتي أتذكر؟ | 
| Çok daha geçerli bir alternatifi ortaya çıkıyor ve kendi ameliyat olmayı reddediyor. | Open Subtitles | عندما يكون هناك بديلاً مجدياً للغاية رغم أنها ترفض إجراء العملية على نفسها | 
| vekil olmak yalnızca birkaç yüz ile birkaç bin arasında cümle söylemeni gerektiriyor. | TED | أن تكون متكلمًا بديلاً. يتطلب منك الأمر فقط أن تقول بضع مئات إلى بضعة آلاف من الكلمات. | 
| Ve bunu medeniyete bir alternatif olarak görmüyorum. | TED | لا أرى في هذا التعريف بديلاً... ...للحضارة. |