ويكيبيديا

    "بدَّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Herhalde
        
    • olmalıydı
        
    • olmalısınız
        
    • mutlaka
        
    O da fark etmiş olmalı. Bu yüzden gitti Herhalde. Open Subtitles هي لا بدَّ وأنْ إرتفعتْ على تلك، أيضاً، ولِهذا تَركتْ.
    Camları falan siliyordu Herhalde. Open Subtitles هي لا بدَّ وأن كَانتْ تُنظّفُ النوافذ أَو شيء من هذا القبيل
    Lanet olası bodrumu yine su bastı Herhalde. Open Subtitles ماذا خاطئ؟ السرداب الملعون لا بدَّ وأنْ فاضَ ثانيةً.
    Onları bulduğumuzda sadece üçü hayatta kalmış olmalıydı. Open Subtitles لا بدَّ بأنهم كَانوا يَعِيشونَ عنْ بعضهم البعض عندما وَجدنَاهم.
    O siyah polis oralara sık sık geliyor olmalıydı. Open Subtitles ذلك الشرطي الأسودِ لا بدَّ وأنْ جاءَ حول نظامي المشاريعَ
    Tüm kitaplarınızı okudum... Beni başka biriyle karıştırmış olmalısınız. Open Subtitles لا بدَّ وأنْك أخطأتَ بيني و بين شخص آخر.
    Siz gerçekten burada yaşamamı istemiyor olmalısınız değil mi? Open Subtitles لا بدَّ أنْكم لا تريدونني أن أعيش بجواركم
    mutlaka kız arkadaşların olmuştur Frasier. Open Subtitles أوه، فرايزر، أنت لا بدَّ وأنْ كَانَ عِنْدَكَ بَعْض الصديقاتِ.
    Herhalde kuru temizlemede daraldı. Open Subtitles أولئك المنظفين الداميِ لا بدَّ وأنْ قلّصَه. النيل:
    Herhalde Veer evlenmiştir, yanındaki de karısı olmalı. Open Subtitles فير لا بدَّ وأنْ تَزوّجَها، هي يَجِبُ أَنْ تَكُونَ زوجتَه.
    Herhalde Londra polisiyle çalışırken planlarından birine engel oldum. Open Subtitles حَسناً، أنا لا بدَّ وأنْ قاطعتُ إحدى خططِكِ عندما أنا ما زِلتُ أَعْملُ في الشرطة البريطانيةِ.
    Kafam iyiyken bir yerde bıraktım Herhalde. Open Subtitles لا بدَّ وأنَّني تركتُهُ في مكانٍ ما عندما كنتُ منتشيةً
    Şarap ve sıcak yüzünden başım döndü Herhalde. Open Subtitles النبيذ والحرارة لا بدَّ وأنْ دوّخَني.
    Benim "Sıcak ve Köpüklü" patladı Herhalde. Open Subtitles تَعْرفُ ماذا بدَّ وأنْ حَدثَ؟ 'ي حار n' رغوي لا بدَّ وأنْ إنفجرَ.
    Bu sandalyede arkasına yaslanarak oturuyor olmalıydı. Open Subtitles هو لا بدَّ وأن كَانَ يَجْلسُ طول الطّريق ظهر في هذا الكرسي.
    Gerçekten çok acı çekmiş olmalıydı. Open Subtitles هي لا بدَّ وأنْ آذتْ حقاً.
    "Black" bir insansa, o kadın veya adam babamı bir şekilde tanıyor olmalıydı. Open Subtitles إذا كانَ (بلاك) شخص فهو أو هي لا بدَّ وإنّهُ عَرفَ أبي بطريقةٍ أو بأخرى
    Onu hemen fark etmiş olmalısınız, ama ne yapabilirdiniz ki? Open Subtitles أنت لا بدَّ وأنْ عَرفتَه مباشرةً، لكن ماذا يمكن أن تعمل ك؟
    Güzel bir karışım yapmışsınız siz çocuklar dün akşam yatmış olmalısınız. Quite a mixer you boys must have had last night. Open Subtitles لا بدَّ بأنه كان لديكم حفلة يا أولاد ليلة أمس.
    Bunu gözden kaçırmış olmalısınız. Open Subtitles لا بدَّ وأنْك أنت من أشرفت على هذا.
    Roz sana mutlaka söylemiştir. Open Subtitles بالتأكيد روز لا بدَّ وأنْ أخبرتْك. أوه، نعم.
    mutlaka bir şeyinden hoşlanmış olmalı yoksa üçüncüde falan dururdu heralde. Open Subtitles حَسناً، هي لا بدَّ وأنْ حَبّتْ شيء حوله، أَو هي سَيكونُ عِنْدَها تَوقّفَ في، مثل، ثلاثة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد