| Tavan yapmak üzere olan küçük bir yazılım şirketi var. | Open Subtitles | هناك شركة برمجيّات صغيرة على وشك أن يرتفع سعر أسهمها عالياً |
| Serbest yazılım işleri ve oyun yapıyorum. | Open Subtitles | نعم، أنا مبرمجٌ مستقلّ أكتب برمجيّات و أصنع ألعاب فيديو |
| Buraya gelip bir fark yaratmak için yazılım kariyerimi bıraktım. - Bizler şifacıyız. | Open Subtitles | تخلّيتُ عن مهنة برمجيّات للقدوم إلى هنا وإحداث فرقٍ. |
| Tarayıcıdaki yazılım, çarpışmanın nerede gerçekleştiğini tahmin etmek ve izleyicinin dağılımının 3D haritasını oluşturmak için bu dedektörleri kullanır. | TED | تستخدم بعدئذٍ برمجيّات الماسح الضوئي هذه الكاشفات لتقدير الموقع الذي حصل فيه الاصطدام داخل الجسم وتصنع بعدها خريطة ثلاثيّة الأبعاد لتوزّع الكاشف. |
| Kayıp bir yazılım mühendisi gibi biri. | Open Subtitles | شخص مثل مُهندسة برمجيّات مفقودة. |
| Ajan Larkin, "Dayanak"ın çipi çözüp bilgileri açığa çıkarması için zengin bir yazılım uzmanı olan Von Hayes'i tuttuğunu öğrenmiş. | Open Subtitles | العميل (لاركين) علِم بشأن (تعيين (فون هايز خبير برمجيّات, ليفكّ تشفير الشريحة ويقوم بإرسال المعلومات المشفّرة لهم |
| Novell yazılım teknolojileri bunu beş dakikada yapabilmek için çok eski. | Open Subtitles | إنّ تقنيّة برمجيّات (نوفيل) قديمة جداً للقيام بأيّ من هذا في خمس دقائق. |
| Ve oldukça pis bir kötücül yazılım buldum. | Open Subtitles | ووجدت برمجيّات ضارّة جدًا. |