| İnanılmaz derecede kokuşmuş bir şehirdi. Sadece bu foseptikler yüzünden değil, şehirdeki hayvan sayısının çokluğu da insanları şoke edecek dereceydi. | TED | لأنها كانت مدينة غاية في التعفن. ليس بسبب تلك الآبار فحسب, بل بسبب الأعداد المهولة من الحيوانات التي تعج بها المدينة. |
| Burada yazdığına göre, bu şirket bu etkinlikler yüzünden İtalya'da kapatılmış. | Open Subtitles | وتقول ان هذه الشركة تم طردها من إيطاليا بسبب تلك الأنشطة |
| Hem kanıtın kurtarsa bile yine de haplar yüzünden beş yıl yiyeceksin. | Open Subtitles | حتي لو تمسكت بحجه غيابك سوف تسجن خمس سنوات بسبب تلك الحبوب |
| Banka genel müdürü o işlemler yüzünden kovulmuş ve bankanın kredi oranları düşmüş. | Open Subtitles | رئيس البنك قام بطرده بسبب تلك المعلومه وعدد القروض انخفض بشكل كبير جدا |
| Konuşmak, tartışmak ve eleştirmek için olan bu açık, serbest alan yüzünden işler bazen oldukça hararetli olabiliyordu. | TED | بسبب تلك المساحة من حرية التعبير والمناقشة والنقد، تصاعدت الأحداث أحيانا. |
| Dokuz ay sonra, bu haşereler ve patojenler yüzünden ortada hiçbir şey yok. | TED | وبعد 9 أشهر، لا يحدث أي شيء بسبب تلك الآفات والأمراض. |
| - Bu mektup yüzünden Dif şatosunun zindanında 14 yıl yaşadım | Open Subtitles | اربعه عشر عاما بسبب تلك الورقه عشت تحت الارض فى قلعه ديف |
| Bu acayip düşüncelerin, senin bu kız yüzünden, değil mi? | Open Subtitles | لديك تلك الأفكار الغريبة بسبب تلك الفتاة |
| Bir keresinde, bana saatini gösterdi ve... o dakika yüzünden beni sonsuza dek hatırlayacağını söyledi. | Open Subtitles | بأحد الأيام، أشار رجل لساعته وقال لي بأنه سيتذكرني للأبد بسبب تلك الدقيقة |
| Hayır, o... - ...o beyaz kız yüzünden, değil mi? | Open Subtitles | ،لا , بسبب تلك الفتاة البيضاء أليس كذلك ؟ |
| Bu baston yüzünden herkes beni hasta sanıyor. | Open Subtitles | أترى هذا؟ كلهم يفترضون أنني مريض بسبب تلك العصا |
| Kardeşim lanet hastanede siktiğiminin İtalyan'ı yüzünden yarı ölü biçimde, burnunda tüplerle yatıyor. | Open Subtitles | أخي يرقد في المستشفى، شبه ميّت, الأنابيب في أنفه بسبب تلك السخافات |
| Acil iniş yapmamız gerekti. Lanet olası avize yüzünden gene. | Open Subtitles | كان علي الهبوط إضطرارياً بسبب تلك الثريا للعينة |
| Birçok maceracı o efsane yüzünden Gökkuşağı Sisi'ni aramak için buraya geldi. | Open Subtitles | العديد من المغامرين أغروا بسحب قوس قزح بسبب تلك الأسطورة |
| -O sarışın yüzünden... kendini aptal konumuna düşürmeden önce... senden kurtulmalıydım. | Open Subtitles | كان لابد وأن أدمر فتاتك عندما جعلت من نفسك أضحوكة بسبب تلك الشقراء |
| 19 saat sonra Malcolm Rivers, yaptıkları yüzünden idam edilecek. | Open Subtitles | هدأ من روعك، وفي غضون 19 ساعة ستموت ريفيرس مالكولم بسبب تلك الأعمال |
| Bazen kızlar bu eski ceket yüzünden kaçıyorlar | Open Subtitles | في بعض الاحيان الفتيات يتجاهلوني بسبب تلك السترة القديمة |
| Dünyanın ilk analrapisti. Evet, bu kartvizitler yüzünden neredeyse tutuklanıyordun. | Open Subtitles | أجل, كاد ان يلقى القبض عليك بسبب تلك البطاقات |
| Skandal yüzünden sanırım. | Open Subtitles | إنهما لم يظهرا منذ سنوات، أعتقد بسبب تلك الفضيحة |
| Ve su lanet pizza yüzünden midem agriyor. | Open Subtitles | و لدي مغص في معدتي بسبب تلك البيتزا اللعينة |