| Bir polis memuru olarak bundan daha iyi bir his düşünemiyorum. | Open Subtitles | كشرطي لا أتذكر على الإطلاق أنني شعرت بشعورٍ أفضل من ذلك |
| İyi bir his verdiği için yapmaya başlarsın. | Open Subtitles | ...حينها تفعل ذلك بسبب .أنّهُ يشعركَ بشعورٍ رائع |
| Ne yalan söyleyeyim, çok güzel bir his. | Open Subtitles | لن أكذب، هذا يجعلني أشعور بشعورٍ جيد |
| Ama hâlâ boktan hissettiriyor. | Open Subtitles | لكن الوضع لا يزال يوحي بشعورٍ غريبٍ حقاً |
| Şimdi üzerinde durmak iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | الآن أشعرُ بشعورٍ جيّد وأنا واقفةٌ عليها، |
| Çok tuhaf bir şey hissettim... sanki vücudum hariç bomboştum. | Open Subtitles | وشعرت حينذاك بشعورٍ غريبٍ وكأننى أصبحت خاوية من الداخل وخرجت من أسر جسدى |
| Biliyor musun, bu peruğu takıp risk almak çok iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لقد شعرت بشعورٍ رائع لمخاطرتي. بشأنالشعرالمستعاراليوم. |
| İçimde çok kötü bir his var. | Open Subtitles | لا أشعرُ بشعورٍ جيد بشأن هذا |
| Aslına bakarsan... harika hissettiriyor. | Open Subtitles | في الحقيقه شعرت بشعورٍ عظيم |
| Bu iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | -هذا يُشعرني بشعورٍ جيّد |
| Özür diledim, zor oldu, ama yaptığım en doğru şey buydu ve günün sonunda, kendimi çok iyi hissettim. | Open Subtitles | لقد إعتذرت لقد كان صعباً، لكنه كان الشيء الصحيح وفي نهاية اليوم شعرت بشعورٍ جيد حيال الأمر |
| Seni sedyede öyle görünce ve ambulansa kaldirdiklarinda kendimi çok kötü hissettim. | Open Subtitles | عندما رأيتهم يضعونكِ على النقالة ومن ثم في سيارة الإسعاف يا إلهي، شعرت بشعورٍ سيء للغاية |
| Sonra yatmamış olmak çok güzel hissettirdi. | Open Subtitles | ومن ثم شعرت بشعورٍ رائع لأنني لم أضاجعه، |
| Ve açıkcası bu beni çok iyi hissettirdi. | Open Subtitles | .وصراحةً... إنه ... يجعلني أشعر أكثر بشعورٍ أفضل |