| Haftaya Stokes'a karşı tanıklık etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض بأن أدلي بشهادتي ضد ستوكس الأسبوع المقبل |
| tanıklık edersem yardımcı olacaklarını söylediler. | Open Subtitles | عرضوا عليّ إطلاق سراحي , إذا ما أدليت بشهادتي |
| -İfade veririm. Arkadaşlarımla benim sağ kalmamızı sağlarsan ifade veririm. | Open Subtitles | لو إستطعت الحفاظ علي حياتي و حياة أصدقائي سأدلي بشهادتي |
| Trent Seward benim ifade vermemi engellemek için herşeyi yapar. | Open Subtitles | إن ترينت سيورد سيفعل اي شيء لمنعي من الإدلاء بشهادتي |
| Bakın, sözümde duracağım ve mahkemede Şahitlik yapacağım. | Open Subtitles | إستمعوا ، سوف أستمر معكم كما إتفقنا وسأُدلي بشهادتي |
| Henry Biederman olarak, benim şahitliğimle... | Open Subtitles | "بشهادتي أنا "هنري بيدرمان |
| Eğer dava ederse, sana karşı tanıklık etmeliyim. | Open Subtitles | الآن , إذا رفعت شكوى عليك , سأدلي بشهادتي ضدّك |
| tanıklık yapmadığım için Hank bana kızmıştı. | Open Subtitles | هانك كان غاضباً عليّ لأنني رفضت الإدلاء بشهادتي |
| - Benim yarın tanıklık yapmam bekleniyor. - Senden yalan söylemeni beklemiyorum, Alec. Güzel, eğer doğruları söylersem, annemi hapse yolluyorum! | Open Subtitles | من المفترض أن أدلي بشهادتي غداً و انا لا أطلب منك أن تكذب يا أليك |
| Kyle Miller davasında tanıklık etmeye gidiyorum. | Open Subtitles | نعم، وأنا في طريقي للادلاء بشهادتي في جلسة كايل ميلر, |
| Hayır. Bak,bu yolla onlar beni tanıklık etmem için zorlayamazlar. | Open Subtitles | كلا.انظر، بتلك الطريقة، لا يمكنهم إجباري على الإدلاء بشهادتي |
| Hayır. tanıklık yapacağım. Bunu istediğine emin misin? | Open Subtitles | لا , أنا أُدلي بشهادتي هل أنتِ متأكدة من إنكِ تُريدين فعل ذلك ؟ |
| Adam manyak bir katil ve ifade vermemi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أنت تخبرني أن ذلك الرجل مجرم خطير وتريد مني أن أدلي بشهادتي ضده؟ |
| Arkadaşlarımla benim sağ kalmamızı sağlarsan ifade veririm. | Open Subtitles | لو إستطعت الحفاظ علي حياتي و حياة أصدقائي سأدلي بشهادتي |
| Tek dileğim keşke ifade verdiğim gün mahkemede olsaydın. | Open Subtitles | أُمنيتي الوحيدة لو كُنتَ موجوداً يومَ أدليتُ بشهادتي للمحكمة |
| İfade vermemin tek yolu oğlumu senin yanında görmem. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لكي أدلي بشهادتي هي إن رأيتك مع ابني |
| Savunma Bakanlığı ihaleleri için senatoda ifade vermem gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد لي من الإدلاء بشهادتي أمام مجلس الشيوخ السبب هو أننا لا نملك المال للمخابرات الحقيقية |
| Buraya konuşmak için değil duruşmanda Şahitlik yapıp asılacağından emin olma niyetinde olduğumu söylemek için uğradım. | Open Subtitles | , الآن , أنا توقفت , ليس للتحدث لكن لأخبارك بأنني أنوء الأدلاء بشهادتي |
| Şahitlik için geleceğim. | Open Subtitles | سوف آتي لأدلي بشهادتي |
| - Olamaz. Davası için Şahitlik etmiştim. | Open Subtitles | أنا أدليت بشهادتي أمامها |