| Ömür boyu sürecek bir arkadaşlık için elimi kesip açtım ve sen içine sıcak, ekşi bir sos döktün. | Open Subtitles | لم يعني لك الأمر شيئ , وين لقد قطعت يدي من اجل وعد بصداقة طول العمر |
| Bayan ve ben "özel" bir arkadaşlık yaşamıştık. | Open Subtitles | السيدة وأنا إشتركنا بصداقة عميقة |
| Onunla arkadaşlık kurmak zorunda değilsiniz.. | Open Subtitles | ليست تلك بصداقة, |
| Ama kalbinde beni affedecek yeri bulabilirsen yaşadıklarımız sayesinde ekstra güçlü bir arkadaşlığımız olabilir. | Open Subtitles | لكن إن كان بإمكانك أن تكافح من قلبك لتغفر لي بإمكاننا أن نحظى بصداقة مميزة وقوية بسبب ما مررنا به |
| Gerçekten bir arkadaşlığımız falan da yok zaten. | Open Subtitles | والأمر ليس أننا كنا لنحظى... بصداقة حقيقية أو شيء من هذا القبيل. |
| Kim yüzeysel bir arkadaşlık ister ki? | Open Subtitles | من الذي قد يرغب بصداقة سطحية؟ |
| - arkadaşlık yapıyordu sadece. | Open Subtitles | كانت تتصرف بصداقة |
| sana arkadaşlık elimi uzatmıştım. | Open Subtitles | وقد عرضت يدي بصداقة وأنت... |