| Bu yüzden savcılık, sana herhangi bir anlaşma sunarsa kabul et. | Open Subtitles | لذا إن جاء إليك المدعي العام ,بصفقة من أي نوع .فاقبلها |
| Ama bir anlaşma yaptık ve buna bağlı kalacaktın, doğru veya yanlış. | Open Subtitles | قمت بصفقة وستلتزمين بها، سواء كانت صواباً أم خطأ. |
| Bir anlaşma yapmıştık, 25,000 dolar. | Open Subtitles | لقد قمنا بصفقة بقيمة خمسة وعشرين ألف دولار |
| ve kendi kendimle bir pazarlık yaptım eğer kendimi mükemmel yapma adına iki misli uğraşırsam ve bir daha asla diğer bir hata yapmazsam, lütfen sesleri durdur. | TED | قمت بصفقة مع نفسي هذا لو ضاعفت جهدي لان اكون مثالياً ولا ارتكب اي خطأ مرة اخرى, رجاءً اوقف الاصوات. |
| Oakhurst Capital 200 milyon$'lık ruhsat anlaşmasını kabul etti. | Open Subtitles | " وافقت شركة " اوكهرست لعمل التراخيص بصفقة بلغت قيمتها 200 مليون دولار |
| Kendini kurtaracak bir anlaşmaya bir anlaşmayı reddetmek kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهل مقاومة الاغراءات لتقوم بصفقة تنقذ بها نفسك |
| Oh, bir 1949 lndian, Baba. Onun için iyi bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | أوه, إنها تبدو كإنديان 49 يا أبي, حصلت عليها بصفقة |
| Macko'yu kızdıracak ne yaptığını bilmiyorum ama bana bir anlaşma önerdi ve kabul ettim. | Open Subtitles | لا أعْرفُ ماذا فعلتَ لاغضاب ماكو لكنه وعدني بصفقة وانا قبلتها |
| İlk kim konuşursa, daha iyi bir anlaşma yapar. | Open Subtitles | أيّاً مَن يتحدث أولاً يا سادة يأتي لي بصفقة أفضل |
| O alçak bizi satıyor kendi içinse tatlı bir anlaşma yapıyor. | Open Subtitles | هذا الوغد يبيعنا انه يقوم بصفقة لحساب نفسة |
| Sana her şeyi anlatmanla ilgili bir anlaşma sunabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أفوز لك بصفقة لنسخ سيرتك الذاتية |
| Şu anda bir anlaşma için yola çıktığını öğrendik. Onu yakalayacağız. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنه على وشك القيام بصفقة الآن وسنوقع به |
| Ama Joe Tobin'e söyle sanırım Tom Shayes ile bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | ولكن يجدر بك أن تخبر جو توبن بأنّي أعتقد أنّه قام بصفقة من نوع ما مع توم شايس |
| Eğer bağımlının biri, elinde sağlam bir anlaşma olduğunu söyleyerek gelirse gevezelik etmesine fırsat vermeden onu öldürecek kadar akıllıyımdır. | Open Subtitles | هذا يعني في حالة جاء إليّ فاشل مُدمن على المخدرات, بصفقة يجب ان أكون ذكي بما فيه الكفاية كي اقتله, قبل أن يُثرثر بالآمر |
| Tıpkı yozlaşmış bir polisin, anlaşma yapmak için geldiğini söylemesine rağmen; çekip gitmeye kalkmasına izin vermeyeceğim gibi! | Open Subtitles | مثل ما يأتي إليّ شرطي قذر بصفقة لا يجب على ذلك الشرطي القذر, الذهاب بعيداً |
| - Nedir o? Bana çok mantıklı bir anlaşma gibi geldi. | Open Subtitles | تعني اني قمت بصفقة جيدة لقد اعطوها لي في البحرية |
| Eğer iyi pazarlık etmiş diyorsan vicdanımı sana $4,50'ye satarım. | Open Subtitles | إذا كنت تظنين أنه قد فاز بصفقة رائعة فسأبيعك ضميري بـ 4.5 دولار |
| Kartel anlaşmasını hiç istemedin ki. | Open Subtitles | لم ترغب قط بصفقة الكارتيل هذه |
| Kariyerime mâl olsa bile Moskova'yı bu adamlarla anlaşmaya ikna edeceğim. | Open Subtitles | وسأجعل موسكو تقوم بصفقة مع هؤلاء الأشخاص حتى لو كلّفني هذا عملي |
| Bazen anlaşmayı öyle dolambaçlı yoldan yapardım ki, ...yasal olup olmadığını anlamak benim için bile zor olurdu. | Open Subtitles | ... احياناً اقوم بصفقة ملتوية جداً كان من الصعب جداً لى ان اتابع حتى ابقى على المستوى |
| Altı doların altında rüzgar anlaşması yapamazsın. | TED | لا يمكنك القيام بصفقة طاقة ريحية بأقل من ستة دولارات في ألف قدم مكعب. |
| Beş kezdir Sunshine Square anlaşmasına çalışın diyorum. | Open Subtitles | أخبرتُك خمس مراتِ، أُريدُهم أن يعْملوا .بصفقة الساحه المشمسه |
| Sana onca yaptıklarına rağmen hala ona teklif götürmene şaşırdım. | Open Subtitles | أنا منذهل أنك قمت بصفقة معه بعد الذي فعله معك |
| Dur, bu film Jeffrey Hunter'ın halıyı, KızıIderili gelinle takas ettiği film mi? | Open Subtitles | انتظر هل هذا هو الفيلم الذي يكون جيفري هنتر فيه يتاجر بالسجاد ...ويقوم بصفقة مع عروس هندية |
| - Bir iş anlaşmasının ortasındayım! | Open Subtitles | ــ أنا ملتزم بصفقة ــ حسنا ً , إذن هذه صفقة جديده الآن |