| Ben sadece, birkaç ay sonra bozulacak bir şeyin, reklamını yaparken, hayat boyu garanti vermelerini anlamıyorum. | Open Subtitles | أظن أنه لا يجب أن يعلنوا عن منتج بضمان لمدى الحياة ثم يتعطل بعد أربعة شهور |
| Devlet, biz bu anlaşmaya garanti verirsek şirketin için kesinlikle daha yüksek bir değer biçemez. | Open Subtitles | الحكومة , إذا قمنا بضمان تلك الصفقة لن تضع سعراً أكبر من هذا لشركتك |
| Evet, sahibine garanti belgesi gönderilmiş. | Open Subtitles | مالك الكاميرا أرسله بضمان المصنع |
| Ama İngiliz denetçiler Amerika'dan finans garantisi istediler. | Open Subtitles | و لكن المنظمون البريطانيون طالبوا بضمان مالى من حكومة الولايات المتحدة |
| Premonitions tamam, bir garantisi ile gelmiyorsun? | Open Subtitles | التنبؤات لا تأتي بضمان ، حسناً ؟ |
| Baban bir saat içinde kefaletsiz serbest bırakılacaktır. | Open Subtitles | سيُفرج عن والدك بضمان التزامه الشخصيّ خلال ساعة. |
| İlk 18 ayda yedi haneli rakamlar Kazanacağını garanti ediyorum. İlk üç yılda sekiz haneli rakamlar garanti ediyorum. | Open Subtitles | بضمان الحصول على راتب مرتفع فى الدرجة السابعة فى ال18 شهراً الأولى, ضما 3% فى العام |
| Sonucu garanti altına almak istiyorsun yani. | Open Subtitles | أنت ترغبين بضمان النتيجة |
| Savaş hiçbirşeyi garanti etmez. | Open Subtitles | الحرب لا تأتي بضمان |
| garanti olduklarını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد قمتم بضمان هذا لي |
| Ama en büyük payı sen alacaksın, orası garanti yani. | Open Subtitles | لكنك ستحظى بضمان تام وكامل |
| Yarbay Mamuro mektubunda finansal bağımsızlığımı garanti etmişti. | Open Subtitles | ...في رسالة المقدم (مامورو) بخصوص إعادة تصنيفي قام بضمان إستقلالي المالي |
| İyi ki memnuniyet garantisi vermiyorsun yoksa bu kız üçüncü para iadesi yaptığın kişi olacaktı. | Open Subtitles | من الجيد أنك لاتطالب بضمان الإرضاء وإلا فإنها ستصبح الثالثة التي تطلب منها إعادة المال هذا الأسبوع هل تحتاج إلى مساعدة دوائية؟ |
| Baban bir saat içinde kefaletsiz serbest bırakılacaktır. | Open Subtitles | سيُفرج عن والدك بضمان التزامه الشخصيّ خلال ساعة. |