| Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri kendi çapında bizi hayatta tutan. | TED | كل واحد من الثلاثة هو نظام دعم حياة مستقل، يبقينا أحياء بطريقته الخاصة. |
| Bence çok büyük bir büyücü, kendi çapında. | Open Subtitles | أعتقد أنَّه ساحر بارع جدًّا بطريقته الخاصة |
| Bence çok büyük bir büyücü, kendi çapında. | Open Subtitles | ،أظنّ أنّه ساحر عظيم بطريقته الخاصة |
| Burada herkes dünyayı kendine göre algılar. | Open Subtitles | هنا فكل شخص يرى العالم بطريقته الخاصة. |
| Hayır, O'nu seviyorum ve... o da beni seviyor, kendine göre. | Open Subtitles | كلا , أنا أحبه و... وهو يحبني أيضاً، بطريقته الخاصة. |
| Ama kendince çok tatlıydı. | Open Subtitles | ولكنه كان لطيفاً للغاية بطريقته الخاصة |
| Evet. Ayrıca elektrik kesilmelerini araştıran da o, ve işleri kendi yoluyla halletmeyi seviyor. | Open Subtitles | أجل، وهو أيضًا مغتاظ من الإقطاعات ويحب فعل الأمور بطريقته الخاصة |
| İkimizde kendi yöntemimizle başa çıkmalıydık. | Open Subtitles | كلانا يجب أن يتعامل مع الأمر بطريقته الخاصة. |
| Eli'ye iyi bak çünkü kendi çapında o sana bakacaktır. | Open Subtitles | اعتنِ بـ (إيلاي)، لأنّه سيعتني بكَ بطريقته الخاصة |
| kendi çapında erkeksin işte. | Open Subtitles | أنّك رجل يعمل بطريقته الخاصة. |
| kendi çapında erkeksin işte. | Open Subtitles | أنّك رجل يعمل بطريقته الخاصة. |
| Clark'da kendi çapında öyle sayılır. | Open Subtitles | وكذلك (كلارك) بطريقته الخاصة |
| Bence verdi kendine göre en azından. | Open Subtitles | أعتقد أنّه أحبّني... بطريقته الخاصة |
| Evet. kendine göre. | Open Subtitles | أجل، بطريقته الخاصة |
| Ama o da kendince kölelikten nefret ederdi. | Open Subtitles | على الرغم من أنه كرهها بطريقته الخاصة |
| Herkes kendince başa çıkıyor. | Open Subtitles | "كل واحد يتعامل مع الأمر بطريقته الخاصة." |
| Dr. Rush'ın kendi yoluyla bana anlatmaya çalıştığı şey buydu. | Open Subtitles | هذا ما أراد الدكتور (راش) أن يقوله لي بطريقته الخاصة. |
| Söyledi, kendi yoluyla. Bildiği tek yolla. | Open Subtitles | لقد أخبرك بطريقته الخاصة |
| Her birimiz kendi yöntemimizle. | Open Subtitles | كل شخص بطريقته الخاصة |