| Dinleyin beni, üzerinde sudan başka bir şey olmayan basılı kağıt sattım sadece. | Open Subtitles | انصت إلي, لقد بعته ورقاً فارغاً بدون اي شيء غير الماء والطابعات عليه |
| Ben kadın başıma, tüm gün evde oturduğum halde sen eve gelmeden az önce onu yedi dinara genç bir adama sattım. | Open Subtitles | و أنا امرأة جالسة طوال النهار بالمنزل و بعته بسبعة الى شاب قبل مجيئك مباشرة |
| Bende Aparicio'nun imzası vardı ama dört dolar için bir turiste sattım. | Open Subtitles | كان عندي توقيع أبريسيو لكني بعته بأربع دولارات لسائح |
| Cadılar Bayramında bana o elbiseyi sattın ve... | Open Subtitles | عيد القديسين الماضى, الزى الذى بعته لى كاد يقتلنا تقريباً |
| Çok kötü çünkü sattığın bu silahla iki kişi öldürüldü. | Open Subtitles | هذا سيء للغاية لأن هذا السلاح الذي بعته قتل شخصين |
| Sadece sattığım yüzüğün parasını vermek istedim. | Open Subtitles | بطل دلوقت توني انت سامع انا بس عايز اديكي فلوس الخاتم الى بعته |
| sattım. Kocam yok, belgeleri almadın mı? | Open Subtitles | لقد بعته انا غير متزوجه ، الم تصلك ورقةالطلاق ؟ |
| sattım. Sürekli temiz havluya ve odamın temizlenmesine ihtiyacım oluyor. | Open Subtitles | لقد بعته كان يتطلب العديد من المناشف والكثير من العمل الليلى |
| Karım öldüğünden beri kaç ev sattım biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كم منزلاً بعته منذ ان ماتت زوجتي؟ |
| Eski şarj aletleriyle dolu bir kutuda kermesle sattım ben onları. | Open Subtitles | لقد كان في صندوق الشاحنات القديمة الذي بعته في "بيع الساحة" |
| Orduya sattım, her şeye yaptıkları gibi ne isterlerse yaparlar. | Open Subtitles | لقد بعته للعسكريين حتى يتمكنوا من تدميره على غرار ما يفعلون بكل شئ |
| Şimdi, senin de yardımınla, bu sopayı 7 dolara piçin birine sattım. | Open Subtitles | ،الآن بفضلك بعته بسبع دولارت بئيسة لحقير ما |
| Onu sattım ve bir yıl sonra üç katı değerine aldım. | Open Subtitles | مثل جيتاري الكهربائي ، لقد بعته و بعد عام إرتفع سعره ثلاثة أضعاف |
| Nasıl hatırlayayım? Daha yavruyken sattım. | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أتذكر لمن بعته بعته عندما كان جروا |
| Kırışıklıkları olan kadına ne sattın? | Open Subtitles | "ما الذي بعته للسيده المتغضنه؟" "قسمين لمرطب اليد" |
| Ona kasten çok saf olan mal sattın. | Open Subtitles | لقد بعته عن قصد مخدرات نقية جداً |
| Ona ne sattın? O şeytan, parasıyla ne aldı? | Open Subtitles | ماذا بعته ماذا الشيطان حصل على ماله |
| Hey, çocuk, bana sattığın video, karmakarışık. | Open Subtitles | يا ولد , شريط الفيديو الذي بعته لي إنه غير واضح. |
| Geçtiğimiz birkaç ay içinde 9 milimetre yarı otomatik tabanca sattığın her serserinin ismini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم أسم كل مشاكسٍ بعته مسدساتٍ عيار 9 مللي خلال البضعة أشهر المنصرمة. |
| Şimdi sattığım bütün kanları geri alabilirim! | Open Subtitles | والآن استطيع استرداد جميع الدم الذي بعته |
| O kasadan neler ve kime sattığını adresleri ile istiyoruz. | Open Subtitles | سنريد أن نعلم بالضبط ما الذي بعته وكان موجوداً بداخل الخزانة وأسماء وعناوين من اشتراهم |
| Acaba uzun zaman önce sattığınız ruhunuzdaki küçük boşluğu doldurmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | ربما تحاول أن ترضي جزءاً صغيراً من ضميرك بعته منذ زمن طويل؟ |
| Bir kere satmışsın, neden tekrar satmayasın ki? | Open Subtitles | لقد بعته سابقاً لماذا لا تبيعة ثانية ؟ |
| Para için sattınız mı onu? | Open Subtitles | بعته الي اعلان تجاري؟ |
| Lütfen. Yıllar önce, bunları yaptırmak için satmıştım. | Open Subtitles | ,أرجوك, لقد بعته منذ سنوات مضت لأدفع مقابل هاذين |